rabbetoluk, yiv, zıvana, oluk açmak, lambalı geçme yapmak
rabbetingkiniş açma, kinişli geçme
rabbitadatavşanı, tavşan, (on ile) dırdır etmek, kafa ütülemek
rabblegürültücü kalabalık, ayaktakımı
rabble-rousinggaleyana getirici, kışkırtıcı
rabidkuduz hastası, aşırı bağnaz, azgın
raceyarış, su akıntısı, (ç.) at yarışı, yarışmak, çok hızlı gitmek, çok hızlı götürmek, yetiştirmek, yarışa sokmak, yarıştırmak, (motor) fazla hızlı çalışmak, ırk, soy
race against timezamana karşı yarışma
race an enginemotoru amble etmek
race horsekoşu atı, yarış atı
racecourse(hipodromda) koşu alanı
racemeçiçek salkımı, demet
raceryarışçı, yarış atı, yarış arabası
racetrackyarış pisti, koşuyolu
racialırkla ilgili, ırksal
racial discriminationırk ayrımı
racial equalityırk eşitliği
racial segregationırk ayrımı
racinesscanlılık, zindelik, neşe
racing circuityarış alanı
racing cyclistbisiklet yarışçısı
racing driveraraba yarışçısı
rackparmaklıklı raf,askı,asılgan,işkencede kullanılan germe aleti,çok acı vermek,fazla kira istemek
rack and ruinyıkık döküklük, harabelik
rack one's brainskafa patlatmak, çok düşünmek
rack railwaydişli tren, dişli demiryolu
rack wheeldişli tekerlek, dişli çark
rack-and-piniondişli kol ve fener dişli
rackettenis raketi, gürültü, patırtı, tehditle ya da kazıklayarak para kazanma, haraççılık, dolandırıcılık
racketeerharaççı, dolandırıcı
raconteuriyi öykü anlatan kimse
racyeğlendirici, canlı, seksle ilgili, ayıplı
radialmerkezden çıkan, radyal, ışınsal, yarıçapla ilgili, radyal lastik
radial deviationradyal sapma
radial distributionradyal dağılım
radial engineradyal motor, yıldız motor
radial flow turbineradyal türbin
radial pressureradyal basınç
radial velocityışınsal hız
radian measureradyan ölçümü
radianceparlaklık, aydınlak, neşe, sevinç
radiancyparlaklık, şaşaa, nur, parıltı, fer
radiantışık saçan parlak, ısı yayan, neşe saçan, sevinçli
radiant energyışıyan enerji, ışıyan erke
radiateışık saçmak, ısı yaymak, (neşe/vb.) saçmak, (from ile) -den gelip yayılmak
radiationısı/ışın saçma, radyasyon, ışınım
radiation chemistryradyasyon kimyası
radiation counterradyasyon sayacı
radiation damageradyasyon zararı
radiation detectorradyasyon detektörü
radiation intensityradyasyon şiddeti
radiation pressureradyasyon basıncı, ışınım basıncı
radiation protectionradyasyondan korunma
radiation sourceradyasyon kaynağı, ışınım kaynağı
radiatorradyatör, kalorifer, radyatör
radiator coreradyatör peteği
radiator inlet hoseradyatör giriş borusu
radiator tankradyatör deposu
radiator thermostatradyatör termostatı
radiator tuberadyatör borusu
radical(değişiklik) köklü, radikal, köktenci, kökle ilgili, radikal, köktenci, kök, kök işareti
radical axiskuvvet ekseni, köklü ekseni
radical signkök işareti, kök imi
radicalismradikalizm, köktencilik
radicallykökünden, kesin olarak
radicandkök içindeki ifade, kökaltı
radiclekökçük, sinir kökü
radioradyo,ünalgı,telsiz,telsiz alısün ya da telgraf,telsizle (haber) göndermek
radio antennaünalgı sırgavılı
radio broadcastingünalgı yayını
radio channelünalgı arnası, telsiz arnası
radio circuitünalgı devresi
radio commandünalgı-kumanda
radio communicationünalgı-iletişim
radio frequencyünalgı tezliği
radio jammingtelsiz karıştırması, telsiz yayını bozma
radio operatortelsiz operatörü
radio receiverünalgı alıcısı
radio relayyayın, ünalgı röle
radio stationünalgı istasyonu
radio telephonetelsiz alısün
radio waveünalgı tolkunu,telsiz tolkunu
radio-opaqueışınım geçirmeyen, ışımdonuk
radioactivationradyoaktivite, ışımetkinlik
radioactiveışınetkin, radyoaktif
radioactive decayradyoaktif çözülme, ışınetkin bozunum
radioactive disintegrationradyoaktif parçalanma, ışınetkin bozunma
radioactive equilibriumradyoaktif denge, ışımetkin denge
radioactive isotoperadyoaktif izotop, ışınetkin yerdeş
radioactive nucleusradyoaktif çekirdek, ışınetkin çekirdek
radioactive seriesradyoaktif seriler, ışınetkin diziler
radioactive wasteradyoaktif atık
radioactivityışınetkinlik, radyoaktivite
radiobiologyradyobiyoloji
radiochemistryradyokimya, ışınkimyası
radioelectricünalgı-çıngısal
radioelectricityünalgı-çıngı
radiofrequencyünalgı-tezlik
radiogramradyogram, ünalgılı gramofon
radiographröntgen filmi, radyograf
radiographyışınçekim, radyografi
radiologyröntgenbilim, radyoloji
radioluminescenceradyolüminesans, ışımışıldanım
radiolysisradyoliz, ışınla bozundurma
radiometerradyometre, ışınölçer
radiometryradyometri, ışınölçüm
radiomicrometerradyomikrometre, miniışımölçer
radionuclideradyoaktif çekirdek, ışımetkin çekirdek
radioparentışınım geçiren, radyasyon geçiren
radiosensitiveışınıma duyarlı
radiotechnologyradyoteknik
radiotelegraphünalgı-telgraf, telsiz telgraf
radiotelescoperadyoteleskop
radiotherapistradyoterapist
radiusyarıçap,önkol sümüğü
radixtaban, temel, kök, kök
radomeradom, radar kubbesi
raffleeşya piyangosu, çekiliş
raffle offpiyangoya koymak
raftsal, şişme (cankurtaran) bot
ragbez parçası,paçavra,cındır,eski püskü giysi,paçavra,zerre,kırıntı,eşek şakası,muziplik,kesik tempolu müzik,adi gazete,paçavra,alay etmek,eşek şakası yapmak,dalga geçmek
rageöfke, hiddet, düşkünlük, tutku, moda, öfkeden kudurmak, tepesi atmak, (hastalık) şiddetle hüküm sürmek, kırıp geçirmek, (deniz/vb.) kudurmak, köpürmek, (rüzgâr) şiddetle esmek, yatışmak, dinmek, sakinleşmek
ragged(giysi) yırtık pırtık, eski püskü, lime lime, pejmürde, pejmürde kılıklı, kılıksız, (iş) yarım yamalak, uyduruk
ragged and tatteredyırtık pırtık
ragoutsebzeli yahni, tas kebabı
ragtag and bobtailayak takımı
ragtimekesik tempolu bir tür caz müziği
raidakın, baskın, sakçı baskını, akın yapmak, hücum etmek, baskın yapmak, basmak
raiderakıncı, baskıncı, yağmacı
railparmaklık, trabzan, ray, demiryolu, parmaklıkla çevirmek, parmaklıkla kapatmak, (against/at ile) -den yakınmak, -e kızmak
rail againstyakınmak, kızmak
rail gaugehat genişliği, ray açıklığı
rail guardparmaklık, ray siperi
rail headray başlığı, ray mantar
rail spikeray çivisi, yoldemiri çivisi
rail steeldemiryolu çeliği
railleryşaka, alay, takılma
railroadaceleye getirip -tirmek, meclisten bir yasayı/josparı süratle geçirmek, demiryolu
railroad ballastdemiryolu balastı, kırmataş
railroad beddemiryolu yatağı
railroad bill of ladingdemiryolu konşimentosu
railway accidentdemiryolu kazası
railway bridgedemiryolu köprüsü
railway carriagedemiryolu vagonu
railway constructiondemiryolu inşaatı
railway gaugeray genişliği
railway guidedemiryolu kılavuzu
railway junctiondemiryolu kavşağı
railway networkdemiryolu ağı
railway operationdemiryolu işletmesi
railway parcelstren kolileri
railway signaldemiryolu sinyali
railway stationdemiryolu istasyonu
railway systemdemiryolu ağı
railway trafficdemiryolu trafiği
rainyağmur, (yağmur) yağmak, yağmur gibi yağmak, yağdırmak, ...yağmuruna tutmak
rain cats and dogsbardaktan boşanırcasına yağmak
rain forestyağmur ormanı, tropikal orman
rain gaugeyağmurölçer, yağışölçer
rain offyağmur yüzünden durdurmak
rain or shinetenek nasıl olursa olsun
rainfallyağış miktarı, yağış
rainsmuson yağmurları, muson
rainy seasonyağmur mevsimi
rainy weatheryağışlı hava
raisekaldırmak, yukarı kaldırmak, yükseltmek, dikmek, inşa etmek, yükseltmek, öndürmek, beslemek, yetiştirmek, büyütmek, toplamak, bir araya getirmek, vergin artışı, zam
raise a hue and cryetekleri tutuşmak
raise a stinkkıyameti koparmak
raise an objection toitirazda bulunmak
raise cainkıyameti koparmak, karışıklık çıkarmak
raise hellkıyameti koparmak
raise sb's hacklestepesini attırmak
raise the elbow too oftenkafayı bulmak
raise up a dusttoz koparmak
raisedyükseltilmiş, kabartma, çıkıntılı, mayalanmış
raisingtüylendirme, şardonlama
raison d'etatdevlet çıkarı
raison d'etrevar olma nedeni
rajHindistan'daki İngiliz yönetimi
raketırmık, tırmıklamak, tırmıkla düzeltmek, taramak, (about/around ile) aramak, arayıp taramak, hafif yan yatmak, yana yatırmak, eski çapkın, hovarda, zampara
rake aboutaramak, arayıp taramak
rake anglemeyil açısı, eğim açısı
rake aroundaramak, arayıp taramak
rake in moneykolayca para kazanmak
rake in the shekelspara kırmak
rake sb over the coalsbirine ağzının payını vermek
rake upzar zor toplamak, bir araya getirmek
rake up the pasteski defterleri karıştırmak
rake-offhaksız kâr payı, yolsuz kazanç, anafor
rakishgösterişli,uçarı,serbest,rahat,laubali,bambılı
rally(belirli bir amaç) bir araya gelmek, bir araya toplanmak, bir araya getirmek, iyileşmek, düzelmek, toparlanmak, toplantı, miting, otomobil yarışı, ralli, (tenis) uzun sayı mücadelesi, eğlenmek, takılmak, dalga geçmek, alay etmek
rally roundzor durumda yardımına koşmak
rallyingtoplama, toplanma
rallying pointtoplanma öekidi
ramkoç, (eskiden kale kapılarını kırmakta kullanılan) kütük, tokmak, şahmerdan, toslamak, şiddetle çarpmak, bastırmak
ram down sb's throatkafasına dank ettirmek
ram jetdinamik tazyikli jet motoru
ram jet airplanetepkili jet uçağı
rambledolaşmak, gezinmek, gezmek, (about ile) abuk sabuk konuşmak/yazmak, (bitki) düzensiz biçimde her tarafa yayılıp büyümek, yürüyüş, gezinme, dolaşma
ramble aboutabuk sabuk konuşmak
ramble onyürümek, gezmek, dolaşmak, zırvalamak
ramblergezip dolaşan kimse
rambling(konuşma/yazı/vb.) karışık, daldan dala atlayan, (ev/yol/vb.) yamuk, (bitki) yayılan
rambunctiousneşeli, taşkın
ramificationdallanıp budaklanma, kollara ayrılma, sonuç
ramifykollara ayrılmak, dallanmak, kollara ayırmak, dallandırmak
rampyokuş, rampa, (İİ) kazık, dolandırıcılık, dümen
rampagedeliler gibi sağa sola koşuşmak, azmak, kudurmak, azgınlık, taşkınlık
rampageoussaldırgan, öfkeli
rampancyşahlanma, şaha kalkma
rampant(suç/hastalık/inanç/vb.) yaygın, kol gezen, dizginsiz
ramrodtüfek temizleme çubuğu, harbi
ramshackleköhne, harap, viran
rancherbüyük çiftlik sahibi
rancidkokmuş, bayat, bozulmuş
rancidnessekşilik, acılık
randomrasgele, gelişigüzel, rastlantısal
random accessrasgele erişim
random failurerasgele arıza
random number sequencerasgele sayı dizisi
random processingrasgele işlem
random selectionrasgele seçim
randomizationrasgeleleştirme
randyazgın, şehvetli, abaza
rangesıra, dizi, silsile, sıra, atış uzaklığı, erim, menzil, el, göz ya da ses erimi, alan, saha, meydan, atış alanı, poligon, otlak, takım, set, tür, sınıf, cins, anlayış gücü, kavrama, mutfak ocağı, derece, hız, /vb.farkı, dağılım, (dağlar) sıra oluşturmak, dizi oluşturmak, sıraya koymak, dizmek, sıra olmak, dizilmek, menzili ...olmak, arasında değişmek, arasında olmak, (over/through ile) dolaşmak, gezinmek
range of mountainsdağ silsilesi
range overdolaşmak, gezinmek
range polejalon, gözlem çubuğu
range throughdolaşmak, gezinmek
rangerorman bekçisi, atlı sakçı
rangingmesafe tayini, tarama keşfi
rank(bitki) sık ve yaygın, gür, bol, (koku ya da tat) kötü, ekşi, acı, keskin, sınıf, derece, paye, sıra, dizi, sınıf, tabaka, yüksek konum, yüksek mevki, yüksek rütbe, rütbe, saf, sıraya koymak, sıralamak, dizmek, düzene koymak, saymak, addetmek, sayılmak, gelmek, yer almak, belli bir yeri ya da rütbesi olmak, en yüksek derece ya da rütbede olmak, rütbe vermek
rank and fileörgütteki alt bireyler, erat, aşağı tabaka
rank firstön sırayı almak
rank of coalkömürdeki karbon miktarı
rankle(acısı) içinden çıkmamak, sürmek, yüreğine dert olmak
ransackaltını üstüne getirmek,aktarmak,aramak,yağmalamak
ransomfidye, fidye ödeyerek kurtarmak
rant(ağız kalabalığı ile) ateşli bir şekilde konuşmak, ağız kalabalığı
raphafifçe vuruş, hafifçe vurmak, rahat ve serbest bir şekilde konuşmak, şiddetle eleştirmek, kınamak
rapaciousaçgözlü, yağmacı
rapaciousnessaçgözlülük, hırs, tamah
rapacityaçgözlülük, yırtıcılık, harislik
rapekolza,ırzına geçmek,tecavüz etmek,göğmek,zorlamak,ırza geçme,ırza tecavüz,bozma,mahvetme
rape and murderzorla tecavüz ve öldürme
rapidtez,süratli,hızlı,(yokuş) dik,iti,sıldırım,yalçın,(ırmak/vb.) en hızlı akan yeri,ivinti
rapid-firesüratle ateş eden, seri ateşli
rapidsivinti yeri, çağlarca
rapinetalan,yağmacılık,çapulculuk,garet,yırtıcılık,vahşilik
rapistırza tecavüzden suçlu kimse, ırz düşmanı
rapperçalan kimse, kapı tokmağı
rapportdostça ilişki, karşılıklı anlayış
rapprochement(iki düşman ülke arasında) uzlaşma
rapscallionhaylaz kimse, külhanbeyi
raptözünü vermiş şekilde, cankulağıyla
raptorialyırtıcı, yırtıcı (kuş)
rapturebüyük sevinç, esrime
rapturousözünden geçmiş, esrimiş
rarenadir, seyrek, (et) az pişmiş, süper, müthiş, harika
rare earth elementsnadir toprak elementleri
rare earth metalsnadir toprak madenleri
raree showsokakta gösterilen oyun
rarefactionbasıncını azaltma
rarefaction regionbasıncı azaltılmış bölge
rarefied(hava) yoğun olmayan, oksijeni az, seçkin, yüksek
rarefyyoğunluğunu azaltmak, seyreltmek
rarelynadiren, seyrek olarak, binde bir
raritynadirlik, azlık, seyreklik, nadide şey, az bulunur şey
rascalnamussuz, alçak, hergele, yaramaz, kerata, haydut
rascalitynamussuzluk, alçaklık, hergelelik, çapkınlık
rascallyçapkın, namussuz, alçak, adi
rashdüşüncesiz, atak, gözükara, ihtiyatsız, aceleci, isilik
rashnessdüşüncesizlik, ataklık, gözü karalık, atılganlık
raspraspa, kaba törpü, törpü sesi, kulak tırmalıyıcı ses, törpülemek, rendelemek, rahatsız etmek, sinirlendirmek, dokunmak, gıcırdamak
raspberryahududu, ağaççileği
raspinggıcırtılı, hışırtılı, törpüleme
ratiri fare, sıçan, hain, kalleş, dönek, kalleşlik etmek, döneklik etmek, sözünden dönmek
rat racehengâme, koşuşturma, yaşam kavgası
rat-a-tat-tatsürekli kapı çalma sesi
ratabilityvergilendirilebilirlik, değer biçilebilirlik
ratablevergilendirilebilir, değer biçilebilir
ratchetdişli çark mandalı, kastanyola
ratchet wheelmandallı çark, kilit çarkı, dişli çark
rateoran, nispet, rayiç, derece, çeşit, sınıf, hız, sürat, fiyat, vergin, fiyat listesi, tarife, mülk vergisi, saymak, ...gözü ile bakmak, ...olarak değerlendirmek, (ev/vb.) vergi değerini saptamak
rate of assessmentvergi oranı
rate of climbtırmanma hızı
rate of decompositionayrışma hızı
rate of developmentkalkınma hızı
rate of dischargedeşarj hızı, boşalma hızı
rate of exchangedöviz kuru, kambiyo rayici
rate of growthbüyüme hızı
rate of inflationenflasyon oranı
rate of interestfaiz oranı, faiz haddi
rate of leaksızıntı hızı, kaçak hızı
rate of substitutionabonman vergini
rateable valuevergi için biçilen değer
ratedvergiye tabi, sınanmış, değerlenmiş
rated horsepowernominal beygirgücü
rated powersınanmış güç, değerlenmiş güç
rated speednominal hız, anma hızı
rathertercihan, daha doğrusu, daha çok, daha ziyade, oldukça, epeyce, İİ.elbette, tabii
ratifyimzalamak, onaylamak
ratineratine, ratine etmek
ratingbeğenilme, tutulma, deniz eri, tayfa, iş sorumluluğu
ratiocinatemuhakeme etmek, uslamlamak
ratiocinationusavurma, muhakeme etme, muhakeme
rationistihkak, pay, istihkakını saptamak, karneye bağlamak
ration outkarneyle vermek
rationalmakul, aklı başında, mantıklı, akla yatkın, rasyonel, oranlı
rational analysisrasyonel analiz
rational numbersrasyonel sayılar, oranlı sayılar
rationaletemel, mantık, açıklama
rationalismusçuluk, rasyonalism
rationalitymantıklılık, akla uygunluk, makulluk
rationalizationrasyonalizasyon, rasyonelleştirme
rationalizekılıf uydurmak, neden göstermek, (yöntem/dizim) geliştirmek, verimlileştirmek
ratsbanesıçanotu, arsenik
rattersıçan avcısı (pişik/it)
rattlebebek çıngırağı, kaynana zırıltısı, cırcır, şıngırdamak, tıngırdamak, tangırdamak, şıngırdatmak, tıngırdatmak, tangırdatmak, gıcık etmek, sinir etmek
rattle offezberden çabucak tekrarlamak
rattle onhabire konuşmak, cırcır konuşmak, saçmalamak
rattle throughyapıvermek, bitirivermek
rattlebrainkuş beyinli kimse
rattlesnakeçıngıraklı yılan
rattletrapkırık dökük şey, eski araba
rattytepesi atmış, kızgın, sinirli, sıçanla ilgili, sıçan gibi
raucous(ses) kısık, boğuk, kaba
raunchy(Aİ) azgın, şehvetli, abazan
ravagemahvetmek, kırıp geçirmek, yağmalamak, soymak
ravedeli gibi abuk sabuk konuşmak, saçmalamak, sayıklamak
rave abouthayranlıkla söz etmek
rave-upçılgın parti, cümbüş, âlem
ravelçözmek, sökmek, dolaştırmak, karıştırmak
raveningaçgözlü, çok acıkmış, gözü doymaz
ravingsaçmalayan, saçmalayarak
ravishırzına geçmek, zevk vermek, esretmek
ravisheralçak kimse, ırz düşmanı, ırza geçen kimse
ravishingbüyüleyici, aklı baştan alan, çok güzel
raw(yiyecek) pişmemiş, çiğ, işlenmemiş, ham, (insan) eğitilmemiş, deneyimsiz, acemi, (cilt) ağrılı, acıyan, (hava) soğuk ve yağışlı, nemli
raw dataham veri, işlenmemiş veri
raw dealhaksızlık, adilik
rawhideişlenmemiş inek derisi
ray of hopeümit/umut kıvılcımı
ray treatmentışın tedavisi
razeyerle bir etmek, dümdüz etmek
razorustura,ülgüç,tıraş makinesi
razor bladejilet, tıraş bıçağı
razor sharpjilet gibi keskin
razor shellustura midyesi
razoredgekeskin bıçak ağzı
razzyuha, alay etmek, makaraya sarmak
razzle-dazzlecümbüş, âlem, şaşırtıcı hareket
rere notası, (edat) dair, hakkında
re-(önek) yeniden, tekrar
re-collectyeniden toplamak
re-electionsaylavı yenileme
reachuzanmak, yetişmek, uzatmak, uzatıp vermek, ulaşmak, varmak, ile iletişim kurmak, görüşmek, temas kurmak, -e varmak, bulmak, elin erişebileceği uzaklık, kol uzunluğu, erim, menzil, anlayış, kavrayış, kavrama gücü
reach aheadileriye uzanmak
reach downelini aşağıya uzatmak
reach rock bottombaşaşağı gitmek, tepetaklak inmek
reacttepki göstermek, tepkimek, karşılık vermek, mukabele etmek, aksi yönde hareket etmek
reactiontepki, reaksiyon, tepkime, gericilik, irtica
reaction orderreaksiyon derecesi, tepkime derecesi
reaction ratetepkime hızı, reaksiyon hızı
reactionary movementsirtica hareketleri
reactivateyeniden canlanmak, yeniden harekete geçmek
reactivetepki oluşturan, tepkin, reaktif
readokumak, anlamak, sökmek, çözmek, (birdemde) okumak, öğrenim görmek, tahsil etmek, (termometre/vb.) göstermek, anlamak, kavramak, anlam vermek, yorumlamak, okuma, okuyuş, okunacak şey
read between the lineskapalı anlamını bulmak
read intoanlam çıkarmaya çalışmak
read like a bookciğerini okumak
read outüyeliğini kaldırmak
read overbaştan başa okumak
read rateokuma oranı, okuma hızı
read the riot actfırça çekmek, azarlamak
read upiçini dışını bilme, kitabını yazmak
read while writingyazarken okuma
read-only memorysalt okunur bellek
read-only storagesalt okunur bellek
read-write headokuma-yazma kafası
readableokumaya değer, (yazı) okunaklı
readdress(mektuba) farklı bir adres yazmak, üzerindeki adresi değiştirmek
readerokuyucu, okur, doçent, düzeltmen, okuma kitabı
readershipokuyucu sayısı, okur sayısı
readilyisteyerek, seve seve, gönülden, kolayca, güçlük çekmeden
readinessgönüllülük, isteklilik, heveslilik, hazır olma
readingokuma, kitaptan elde edilen bilgi, kitabi bilgi, yorum, termometre, /vb.nin gösterdiği sayı, okuma parçası, metin, konferans
reading rateokuma hızı/oranı
readjustyeniden alışmak, alıştırmak
readoutdışa okuma, dışarıya okuma
readyhazır, istekli, gönüllü, hazır, kolay, çabuk, seri, eli çabuk, peşin para, nakit, hazır olma
ready moneyhazır para, nakit
ready money businesspeşin alışveriş
ready to weargiymeye hazır, konfeksiyon
ready-made(giysi) hazır,dikili
ready-made clothinghazır giyim
ready-mix concretekarılmış hazır beton
reaffirmyeniden onaylamak
reafforestyeniden ağaçlandırmak
reagentmiyar, ayıraç, belirteç
realgerçek, hakiki, sahici
real assetsgayri menkul kıymetler, taşınmaz mallar
real chattelstaşınmaz, gayrimenkul
real estatetaşınamaz mallar
real estate agentemlak komisyoncusu
real estate propertytaşınmaz mal, gayrimenkul mal
real estate purchase taxemlak alım vergisi
real exchange ratereel döviz kuru
real incomegerçek gelir, reel gelir
real interest ratereel faiz oranı
real investmentgerçek yatırım
real national incomereel milli gelir
real numberreel sayı, gerçek sayı
real propertytaşınmaz mal, mülk, varlık
real time systemgerçek zaman jüyesi
real wagesreel vergin, gerçek vergin
realisticgerçekçiliğe ilişkin, realist, gerçeğe uygun, gerçekçi
realitygerçek, hakikat, gerçekçilik
realizationgerçekleştirme, gerçekleşme, paraya çevirme
realization accounttasfiye hesabı
realization pricetasfiye fiyatı
realizeanlamak,düşünmek,kavramak,ayrımına varmak,fark etmek,gerçekleştirmek,uygulamak,satmak,(pul/kâr) getirmek
reallygerçekten, sahiden, cidden, hakikaten
realtoremlakçi, emlak komisyoncusu
reamtabakalık kâğıt topu, tabakalık kâğıt topu, (yazı) çok, tomar tomar
reamerrayba, limon sıkacağı
reanimateyeniden canlandırmak
reap(ekin) biçmek, biçip kaldırmak, toplamak, (kâr/vb.) kaldırmak, elde etmek, sağlamak
reap the benefitsemeresini görmek
reaping machineorak makinesi, biçerdöğer
reappearyeniden ortaya çıkmak, görünmek
reappearanceyeniden ortaya çıkma, görünme
reapplicationyeniden uygulama
reappraisalyeniden gözden geçirme, denetleme, yoklama
rearyetiştirmek, büyütmek, beslemek, bakmak, dikmek, inşa etmek, kaldırmak, yukarı kaldırmak, (at/vb.) şaha kalkmak, şahlanmak, geri, arka, art, en geri saf, kıç, popo
rear fog lamparka sis lambası
rear mudguardarka çamurluk
rear view mirrordikiz aynası
rear-wheel drivearkadan çekişli
rearmyeniden silahlandırmak
rearmamentyeniden silahlanma/silahlandırma
rearrangeyeniden düzenlemek
rearrangementyeniden düzenleme
rearwardarkadaki, geriye doğru
reasonneden, sebeb, us, akıl, sağduyu, gerekçe, düşünmek, yargılamak, usa vurmak, uslamlamak, muhakeme etmek, -den sonuç çıkarmak, tartışmak, görüşmek, ikna etmeye çalışmak
reason withinandırmaya çalışmak, ikna etmek
reasonableakla uygun, makul, haklı, akıllı, düşünen, (fiyat) aşırı olmayan, orta karar, uygun, makul
reasonable pricemakul fiyat
reasonablenessakla yatkınlık, makul olma, insaf, uygunluk
reasonablyakla yatkın olarak, oldukça, epeyce, akıllı uslu
reasoningmantıklı düşünme, usa vurma, uslamlama, muhakeme
reassemblesökülen parçaları yerine takmak, montaj
reassertyeniden ileri sürmek
reassessmentyeniden tahmin
reassurancerahatlatma, güven verme, yatıştırma
reassuregüven vermek, korku, kaygı, /vb.'den kurtarmak, rahatlatmak
rebaptizeyeniden vaftiz etmek
rebate of taxvergi iadesi
rebelasi,isyancı,kıyamcı,baş kaldırmak,isyan etmek,ayaklanmak
rebellionayaklanma, baş kaldırma, isyan
rebelliousayaklanan, baş kaldıran, asi, isyancı
rebirthyeniden doğma, yeniden canlanma, uyanma
reborerektifiye etmek, gömlek değiştirmek
rebornyeniden doğmuş gibi, yeniden canlanmış
reboundgeri sıçramak, çarpıp geri gelmek, sekmek, geri tepmek, (basketbol) ribaund
rebroadcastyeniden yayımlamak, aktarmak
rebroadcasting stationaktarma istasyonu
rebuffters yanıt, tersleme, ret, kabaca reddetmek, terslemek
rebuildyeniden inşa etmek, revizyon yapmak, tamir etmek
rebuiltrevizyondan geçmiş, onarılmış
rebukeazarlamak, azar, azarlama
rebutyanlışlığını göstermek, yanlış olduğunu kanıtlamak, çürütmek
rebuttalyanlışlığını gösterme, çürütme
recalcitrancedik kafalılık, inatçılık, yılmazlık
recalcitrantboyun eğmeyen, dikkafalı, kafa tutan, inatçı, yılmaz
recalcitrateinat etmek, karşı gelmek
recallgeri çağırmak, anımsamak, hatırlamak, geri almak, iptal etmek, görevden almak, azletmek, geri çağırma, geri gelme işareti ya da emri, anımsama, hatırlama, görevden alma, azil
recant-den dönmek, caymak, -i bırakmak
recantationsözünden dönme, cayma, vazgeçme
recap(lastik) yeni yüz geçirmek
recapitalizationyeniden sermayeye dönüştürme
recapitulateönemli çekitleri kaytalamak, özetlemek
recapitulationyineleme, özetleme, özet
recaptureyeniden yakalamak, ele geçirmek, yeniden zaptetmek/yenmek/kazanmak, aklına getirmek, anımsatmak
recastyeniden dökmek, hatırlamak, yeni biçime sokmak
recedegeri çekilmek, çekilmek, uzaklaşmak, (fiyat/vb.) düşmek, gerilemek, geriye doğru gitmek
receding of the water levelsu seviyesinin inmesi
receiptalındı, makbuz, fiş, fatura, alma, alınma, ç.gelir, hasılat, reçete
receipt bookmakbuz defteri
receipt stampalındı damgası
receivablealınabilir, alınacak, tahsil edilecek, alacak
receivealmak, -e uğramak, maruz kalmak, almak, evine almak, konuk kabul etmek, karşılamak, taşımak, içine almak
receivedteslim alınmış, geçer, cari
receiveralan,kabul eden kimse,(ünalgı/vb.) alıcı,ahize,destek,almaç,tahsildar,çalıntı mal alıp satan kimse
receivershipyedieminlik, davalı malların idaresi
receiving stationalıcı istasyon
receiving unitalıcı cihaz
recencyyenilik, yakında olma
recentyeni, yakında olan, son günlerdeki, son
recentlyson günlerde, son zamanlarda, bu yakında, bu aralar
receptacleiçine öteberi konan kap
receptionalma, karşılama, kabul, kabul töreni, konuk kabülü, resepsiyon, (ünalgı/sınalgı/vb.) alış niteliği, görüntü niteliği, netlik
reception roombekleme odası
receptionistresepsiyon memuru, resepsiyonist
receptiveyenilikçi, ilerici, yeni düşüncelere açık, modern görüşlü
receptivityçabuk kavrayış, alma yeteneği
receptoralıcı, almaç, reseptör, alıcı sinir
recessdinlenme, dinlenme anı, paydos, ara verme, okul tatili, duvarda girinti, niş, iç taraf, gizli yer, duvar girintisini koymak, yerleştirmek, dinlenmek, ara vermek, paydos etmek, tatil yapmak
recessiongeri çekilme, gerileme, (işlerde) durgunluk, azalma, düşüş
recessiveçekinik, resesif
recessive characterçekinik karakter, resesif karakter
recessive geneçekinik gen
recessivenessçekiniklik, resesiflik
rechargeyeniden şarj etmek, yeniden doldurmak
recheckyeniden denetlemek, yeniden kontrol etmek
recidivismyeniden suç işleme eğilimi, suçu yineleme
recipeyemek tarifesi, reçete, çözüm, yol
recipientalan kimse, alıcı
reciprocalkarşılıklı, iki taraflı
reciprocal agreementikili anlaşma
reciprocal aidkarşılıklı yardım
reciprocal demandkarşılıklı talep
reciprocal insurancekarşılıklı sigorta
reciprocatekarşılığını vermek, karşılığını yerine getirmek
reciprocationgitgel hareketi, ileri-geri hareket
reciprocitykarşılıklılık, mütekabiliyet
recirculateyeniden dolaşmak
recirculationyeniden dolaşım
recitalanlatma, nakletme, ezber okuma, rezital, hesap, rapor
reciteezberden okumak, anlatmak, söylemek, sayıp dökmek, (listesini) vermek
recklesskorkusuz, pervasız, kayıtsız, umursamaz, ihtiyatsız
recklessnessmaceraperestlik
reckonhesaplamak, sanmak, tahmin etmek, saymak, ...gözüyle bakmak
reckon onbeklemek, ummak, bel bağlamak
reckon withile hesaplaşmak, hesaba katmak
reckon withouthesaba katmamak
reckon without one's hostöz özüne gelin güvey olmak
reckoningsayma, hesaplama, hesap, mevki tahmini, yer tahmini
reclaimdüzeltmek, iyileştirmek, kurtarmak, ıslah etmek, geri istemek, tarıma ya da oturmaya elverişle duruma getirmek
reclamationgeri alma, düzeltme, iyileştirme, arazi ıslahı, tarıma elverişli duruma getirme
reclamation perioditiraz süresi
reclinearkaya dayanmak, yaslanmak, uzanmak, yatmak
recluseher şeyden elini ayağını çekmiş, tek başına yaşayan, münzevi
recognitiontanıma, tanınma, kabul, onaylanma
recognizabletanınabilir, tanınır
recognizetanımak, tanımak, onaylamak, farkına varmak, görmek, takdir etmek
recognized agentyetkili temsilci
recoilirkilmek, geri çekilmek, (silah) geri tepmek, geri çekilme, geri tepme
recoillesstepkisiz, geri tepmesiz
recollecteslemek,hatırlamak,yada salmak
recollectionanımsama, hatırlama, hatırlanan şey, anı, estelik
recombinant DNAfarklı kaynaklardan çıkan ve kimyasal olarak birle
recombinationyeniden birleşim
recombination coefficientyeniden birleşim katsayısı
recombineyeniden birleştirmek
recommenceyeniden başlamak
recommendsalık vermek, önermek, tavsiye etmek, öğütlemek, beğendirmek, iyi bir izlenim uyandırmak
recommendabletavsiye edilebilir, salık verilebilir
recommendationtavsiye, salık, öğüt, tavsiye mektubu
recommendation lettertavsiye mektubu
recommendatorytavsiye niteliğinde
recommissionyeniden göreve almak
recompensekarşılığını vermek, ödemek, zararını ödemek, telafi etmek, tazmin etmek, ödence, ödenti, karşılık, tazminat
recomposeyeniden yazmak, yeniden oluşturmak
reconcilableuzlaştırılabilir, birleştirilebilir
reconcilebarıştırmak, aralarını bulmak, uzlaştırmak, (düşünce/görüş/vb.) bağdaştırmak, (to ile) kabul ettirmek, razı etmek
reconcile tokabul ettirmek, razı etmek
reconciliationbarışma, uzlaşma, barış
reconciliation statementmutabakat mektubu
reconditederin, çapraşık, anlaşılması güç, az kimse tarafından bilinen
reconditiononarmak, yenilemek, tamir etmek, tekrar çalışır hale getirmek
reconductionkirayı yenileme
reconqueryeniden fethetmek
reconsideryeniden düşünmek, yeniden incelemek ya da ele almak
reconstituentyeniden oluşturulmuş
reconstitutetekrar kurmak, yenilemek, (kurutulmuş yiyeceği) su katarak yenilir/içilir hale getirmek
reconstructyeniden kurmak, yeniden inşa etmek, bulgulardan sonuç çıkarmak, çözmek, su yüzüne çıkarmak
reconstructionyeniden inşa, kalkındırma, imar
reconversionreorganizasyon, yeniden düzenleme
reconvertreorganize etmek, yeniden düzenlemek
recordyazmak, kaydetmek, deftere kaydetmek, (aygıt) kaydetmek, göstermek, (görüntü/ses) almak, kaydetmek, kayıt yapmak, kayıt, tutanak, sicil, defter, dosya, sicil, rekor, plak, ün, isim, şöhret, rekor düzeyde, rekor
record playerpikap, plakçalar
record-breakingrekor kıran
recorderflavta, kayıt aygıtı, teyp, kayıt memuru, yargıç
recording barometeryazıcı barometre
recording studiokayıt stüdyosu
recording styluskayıt iğnesi
recording techniquekayıt tekniği
recording vanses kayıt arabası
recountanlatmak, yeniden saymak, (oy/vb.) ikinci sayım, yeni sayım
recoup(harcırah/vb.) almak, geri almak
recoursebaşvurma, yardım dileme, yardım
recoveryeniden elde etmek, geri almak, iyileşmek, düzelmek, özüne gelmek, toparlanmak, huk.tazmin ettirmek, mahkeme yoluyla ödetmek
recoverableyeniden kazanılabilir, geri alınabilir
recoverygeri alma, geri alınma, iyileşme, düzelme
recreancykorkaklık, tabansızlık, hainlik
recreantalçak, korkak, namert
recreateyeniden yaratmak,yeniden canlandırmak,gücü berpa etmek,kuvveyi berpa etmek,eğlendirmek
recreationeğlence, dinlenme
recreation areasdinlenme alanları
recreation centredinlenme merkezi
recreation groundoyun alanı, spor alanı
recreationaleğlence, dinlence, eğlendirici, dinlendirici, oyalayıcı
recreativeeğlendirici, dinlendirici
recriminatebirbirini suçlamak, karşılıklı atışmak, kapışmak
recriminationsuçlamaya suçlama ile karşılık verme, karşılıklı suçlama, atışma
recrudesceyeniden olmak, nüksetmek, patlak vermek
recrudescenceyeniden olma, nüksetme, patlak verme
recruitacemi er, yeni üye, askere almak, (üyeliğe) almak, üye yapmak, işe almak, çalıştırmak
recrystallizationyeniden kristallenme
recrystallizeyeniden kristallenmek
rectangledikdörtgen,düzbucak
rectangulardikdörtgen biçiminde
rectifiabledüzeltilebilir
rectificationdoğrultma, düzeltme, tasfiye, rektifiye
rectifierdoğrultucu, düzeltici, redresör, doğrultmaç
rectifydüzeltmek, arıtmak, damıtmak, dalgalı akımı doğru akıma çevirmek
rectilineardoğrusal, düz çizgili
rectitudedoğruluk, dürüstlük
rectumdüzbağırsak, göden, gödenbağırsağı, rektum
recumbentuzanmış, uzanıp yatmış
recumbent foldyatık kıvrım
recuperateiyileşmek, sağlığına kavuşmak
recuperationgeri kazanma, iyileşme
recuperativesağlığına yeniden kavuşturan
recuperatorgeri getirici, geri kazanıcı
recurtekrar meydana gelmek, yinelemek, tekrar vuku bulmak
recurrenceyineleme, tekrar olma, tekrar vuku bulma, tekerrür
recurrentyinelenen, yeniden olan
recursiontekrarlama, yineleme, özyineleme
recursiveterkrarlamalı, yinelemeli
recycle(kullanılmış maddeleri) yeniden işleyip kullanılır hale getirmek
recycling of waste materialatık maddeleri yeniden kullanma
redkırmızı, (saç) kızıl, (cilt) pembe, komünist, kızıl
red blood cellsalyuvarlar
red blood corpusclealyuvar
red bloodedmert, erkekçe, cesur, yiğit, yürekli
red brasskızıl pirinç, kırmızı pirinç
red cabbagekırmızı lahana
red flagisyan bayrağı, tehlike işareti
red gentiankızıl kantaron
red rotkırmızı çürüklük hastalığı
red shortsıcak işlemlerde kırılan
red shortnesssıcak işlemlerde kırılma
red tapebürokrasi, kırtasiyecilik
red-hot(metal) kızarmış, akkor halinde, çok öfkeli
red-letterözel bir gün, bayram
red-letter daybayram günü
redactyazı haline getirmek, yayına hazırlamak
redactionyayına hazırlama, redaksiyon, düzeltilmiş metin
redbrickİngiltere'de (Londra dışında) kurulmuş Birdem
redcoateski ingiltere askeri
reddenkızarmak, kızartmak, kırmızılaştırmak
reddishkırmızımsı, kırmızımtrak
redecorateyeniden dekore etmek
redeembedelini vererek geri almak, (günahtan) kurtarmak, yapmak, yerine getirmek, ifa etmek, (rehin/borç/vb.'den) kurtarmak
redeemableparaya çevrilebilir, ihbarlı, kurtarılabilir
redeemeditfa edilmiş, amorti edilmiş
redemptiongeri alma, ödeme, kurtarma
redemption fundamortisman fonu
redemptivekurtaran, kurtarıcı
redeploy(asker/işçi/vb.) yerlerini değiştirmek, daha verimli biçimde düzenlemek
redeploymentyeniden geliştirme
redeployment areageliştirilen bölge
redheadkızıl saçlı kadın, kızıl
redhotateşten kıpkırmızı kesilmiş, kızgın
redintegrateyenilemek, restore etmek
rediscountreeskont, reeskont etmek
rediscoveryeniden keşfetmek
redistributeyeniden dağıtmak
redoyeniden yapmak, tekrar yapmak
redolent...kokan, ...kokulu, ...havası olan
redoublebüyük ölçüde artmak, büyük ölçüde arttırmak
redoubtableçok saygı duyulan ve korkulan, büyük
redoubtedkorkunç, heybetli, yürekli, cesur
redound(to ile) katkıda bulunmak, artırmak, ilerletmek, yararı dokunmak
redrawyeniden keşide etmek
redressdüzeltmek, tazminat, karşılık
reduceazaltmak, indirmek, düşürmek, kilo vermek, zayıflamak, (to ile) zorunda bırakmak, -e düşürmek, -e zorlamak, boyun eğdirmek, fethetmek, (rütbesini/vb.) indirmek
reduce the priceucuzlatmak
reduce tozorunda bırakmak
reduce to a pulpşoka uğratmak, ne yapacağını şaşırtmak
reduce to beggaryyoksullaştırmak, fakirleştirmek
reduce to povertyyoksulluğa düşürmek
reduce to tearsgözyaşlarına boğmak, ağlatmak
reduced priceindirimli fiyat
reducerredüktör, indirgen
reducibleindirilir, azaltılır, küçültülür
reducingindirgeyici, azaltma, indirme
reducing agentindirgen, redüktör
reducing dietzayıflama rejimi
reducing flameredükleyici alev, indirgeyici alaz
reducing gasredükleyici gaz, indirgeyici gaz
reductionazaltma, indirme, indirim, tenzilat, küçültülmüş resim, harita, /vb
reduction in pricesfiyat indirimi
reduction in wagesvergin indirimi
reduction of capitalsermaye indirimi
reduction of interestfaiz indirimi
reduction of staffpersonel sayısını azaltma
redundancefazlalık, artıkbilgi, işsizlik
redundance letterişten çıkarma duyurusu
redundancygereğinden fazlalık, gereksizlik, bolluk, aşırı emek, emek bolluğu
redundancy letterişten çıkarma duyurusu
redundancy paymentişten çıkarma tazminatı
redundantgereksiz, lüzumsuz, fazla, aşırı, bol, işten çıkarılan
reduplicateiki katına çıkarmak
reduplicationikileme, iki misline çıkarma, artırma
redwoodkızılağaç, kaliforniya çamı
reedkamış, saz, düdük dili, sipsi
reedykamış dolu, saz dolu, kamışlık, sazlık
reefercamadancı, esrarlı sigara
reekkötü koku,iy,kötü kokmak,iy vermek
reelmakara, bobin, çıkrık, (teyp) makara, sallanmak, sendelemek, sarhoş gibi gitmek, yalpalamak, kafası karışmak, şaşırmak, fırıl fırıl dönmek, döner gibi olmak, makaraya sarmak
reel offezberden okuyuvermek, takır takır tekrarlamak
reenterableyeniden girilebilir
reentryyeniden girme, uzay aracının dönüp dünya atmosferine girmesi
reeveipi delikten geçirmek
reexamineyeniden sınav yapmak
reexportreeksport, yeniden ihraç, yeniden ihraç etmek
refashionbiçimini değiştirmek
refer(to ile) -den sözetmek, ağzına almak, ilgili olmak, ilgilendirmek, kapsamak, göndermek, havale etmek, başvurmak, danışmak
refereehakem, bilirkişi, hakemlik yapmak
referencebahsetme, ağzına alma, söz etme, başvurma, danışma, referans, bonservis
reference bookbaşvuru kitabı
reference numberreferans numarası
reference recordreferans kaydı
referendumhalk oylaması, referandum
referentialgösterim ile ilgili, göndergesel
refillyeniden doldurmak, (kâğıt/pil/kalem içi/kurşun/vb.) yedek
refinearıtmak, arılaştırmak, tasfiye etmek, rafine etmek
refine sugarşekeri rafine etmek
refinedarıtılmış, tasfiye edilmiş, rafine, ince, kibar, zarif
refined sugarrafine şeker
refinementarıtma, tasfiye, incelik, kibarlık, zerafet, yararlı ilave, aksesuar
refineryarıtımevi, rafineri
refinery wasterafineri atığı
refining furnacearıtma fırını
refittamir, yeniden donatma, onarma, yeniden kullanıma hazır hale getirmek
reflectyansıtmak, aksettirmik, göstermek, dile getirmek, ifade etmek, yansıtmak, düşünmek, iyice düşünüp taşınmak
reflect on-i iyice düşünmek, kusurunu göstermek
reflected lightyansımış ışık
reflected rayyansımış ışın
reflected waveyansımış dalga
reflectingyansıtan, aksettiren
reflectionyansıma, aksetme, yankı, akis, hayal, derin düşünce
reflectoryansıtaç, reflektör
reflexrefleks, tepki, yansı
reflex actionrefleks hareket, istençdışı hareket
reflex camerareflaks fotoğraf makinesi
reflex centrebeyindeki refleks merkezi
reflex movementrefleks hareket, istençdışı hareket
reflexive pronoundönüşlü zamir, dönüşlü adıl
reflexive verbdönüşlü fiil
reflexivityyansıma özelliği
reflux condensergeri akış kondansatörü
reforestyeniden ağaçlandırmak
reforestationyeniden ağaçlandırma, ormanlandırma
reformdüzeltmek, geliştirmek, düzelmek, gelişmek, -de reform yapmak, reform, düzeltim
reformationreformasyon, düzeltim
reformatorydüzeltici, ıslah edici, ıslahevi
reformerdüzeltimci, ıslahatçı, reformcu
refractingkırılma, sapma, sapan
refracting anglekırılma açısı, sapma açısı
refracting telescopekırılmalı teleskop, mercekli teleskop
refractivekıran, kırıcı, kırılan
refractive indexkırılma indisi, kırılım indisi
refractometerrefraktometre, kırılımölçer
refractometryrefraktometri, kırılımölçüm
refractorykarşı gelen, karşı koyan, dikbaşlı, inatçı, (hastalık) iyileştirilmesi zor, tedavisi güç, inatçı, (metal) ergimesi zor, sıcağa dayanıklı, kolay işlenemez
refrainözünü tutmak, kaçınmak, çekinmek, sakınmak, nakarat
refrain fromkaçınmak, sakınmak, özünü tutmak
refrangiblekırılabilir, yansıtılır
refreshcanlandırmak, güçlendirmek, dinçleştirmek, serinletmek, (anıları/vb.) tazelemek, yenilemek, canlandırmak
refresh oneselfcanlanmak, dinlenmek
refreshertazeleyici, içki, serinletici şey, anımsatıcı şey
refresher coursebilgi tazeleme kursu
refreshinggüçlendirici, canlandırıcı, dinlendirici, dinçleştirici, serinletici, hoş, ilginç, değişik
refreshmentcanlanma, güçlenme, dinlenme, yiyecek, içecek
refreshmentsyiyecek ve içecek
refrigerantsoğutan, soğutkan, soğutucu, dondurucu
refrigeratesoğutmak, serinletmek
refrigerated trucksoğuk hava tertibatlı kamyon
refrigerationsoğutma, serin tutma
refrigeration technologysoğutma tekniği
refrigeratorbuzdolabı,soğutucu,buzlatka
refrigerator carfrigorifik vagon
refrigerator lorryfrigorifik kamyon
refugesığınak, barınak, orta kaldırım, refüj
refulgenceparlaklık, şaşaa
refulgentparlak, pırıl pırıl
refund(pulu) geri vermek, geri ödemek, geri verilen para, geri ödeme
refunding bonditfa tahvili
refundmentgeri verme, geri ödeme, para iadesi
refurbishyeniden cilalamak
refusalkabul etmeme, ret, geri çevirme, reddetme hakkı
refusereddetmek, kabul etmemek, geri çevirmek, döküntü, süprüntü, çöp, artık
refuse collectorçöp kamyonu
refuse disposalçöp toplama
refutableçürütülebilir, yanlışlığı kanıtlanabilir
refutationçürütme, cerh, yalanlama, tekzip
refuteyanlış olduğunu kanıtlamak, çürütmek
regainyeniden elde etmek, yeniden kavuşmak, (nereyese) tekrar varmak, tekrar dönmek
regain one's feetyeniden dengesini kazanmak
regain the shorekıyıya varmak
regalkral ya da kraliçe gibi, krallara layık, şahane
regale(with ile) eğlendirmek, hoşça vakit geçirtmek
regaliatören kıyafeti, tören süslemeleri
regardbakmak, gözü ile bakmak, gibi görmek, olarak ele almak, saymak, göz önünde tutmak, umursamak, önemsemek, aldırmak, kulak asmak, saygı, itibar, önemseme, aldırış, saygı, dikkat, bakış, ç.selam, iyi dilekler
regard asgözü ile bakmak, saymak
regardinghakkında, ilişkin, hususunda, ile ilgili, -e dair, -e gelince
regardlessne olursa olsun, mutlaka, karamazdan
regardless of-i düşünmeden, -e bakmaksızın
regardsselam, iyi dilekler
regattakayık ya da yelkenli tekne yarışı
regenerateyenilemek, yeniden kazanmak, rejenere etmek
regenerationyenileme, yenilenme, rejenerasyon, dirilme
regenerativeyenileyici, canlandırıcı, düzeltici
reggaerege, Jamaika müziği
regicidekral katili, kral katli
regimeyönetim, rejim, perhiz, rejim
regimentalay, kalabalık, sürü, sıkı disiplin altında tutmak
regimentalalay ile ilgili
regimental officerkıta subayı
regimentationjüyeli bir biçime sokma
regionalbölgesel, yöresel
regional planningbölgesel planlama
regional televisionbölgesel sınalgı
registersicil, kütük, kayıt defteri, liste defteri, dosya, liste, kayıt, ses perdesi, kayıt eden aygıt, saat, sayaç, regülatör, kütüğe kaydetmek, sicile geçirmek, kaydetmek, listeye yazmak, (aygıt) kaydetmek, göstermek, belirtmek, dışa vurmak, ifade etmek, belli etmek, (mektubu) taahhütlü olarak göndermek
register officenikâh dairesi, sicil dairesi
registered(mektup) taahhütlü, kayıtlı, tescilli
registered lettertaahhütlü mektup
registered posttaahhütlü posta
registered tonnagebir geminin taşıma istiabı
registered trade markmüseccel marka
registering apparatuskaydedici cihaz
registrarsicil memuru, nüfus memuru
registration(kütüğe) kaydetme, listeye alma, kaydetme, kayıt, tescil
registration feekayıt vergini
registration formkayıt formu
registration numberplaka numarası
registry officenikâh dairesi, sicil dairesi
regnantsaltanat süren, hükümdarlık eden, hükmeden
regressgerilemek, ilkelleşmek
regressiongeri çekilme, gerileme, deniz gerilemesi
regressive taxazalan oranlı vergi
regretpişman olmak, gözünde tütmek, özlemini çekmek, aramak, üzüntü, pişmanlık
regrettableüzücü, acınacak, ayıp
regroupyeniden türkümleşmek, türküm kurmak, yeniden türkümlendirmek
regulardüzgün, muntazam, her zamanki, mutat, düzenli, usule uygun, yoluna göre, nizami, meslekten, muvazzaf, tam, gerçek, tam anlamıyla, normal, sıradan, düzgün, güzel biçimli, dilb.düzenli, muvazzaf, devamlı müşteri, gedikli
regular pricenormal fiyat
regularitydüzen, düzenlilik, düzenli biçimde olma, intizam
regularlydüzenli olarak, muntazaman
regulatedüzene sokmak, düzenlemek, yoluna koymak, denetim altına almak, kontrol etmek, ayarlamak
regulating rodayar çubuğu
regulationdüzenleme, tanzim, ayarlama, ç.yönetmelik, tüzük
regulationsyönetmelik, tüzük, mevzuat
regulativetanzim edici, ayarlayıcı
regulatorayarlayıcı, düzenleyici, düzengeç, regülatör
reguluscüruflu maden külçesi, yarı arıtılmış maden
regurgitatekusmak, kusacak gibi olmak
rehabilitateyararlı duruma getirmek, düzeltmek, ıslah etmek, tedavi ederek sağlığına kavuşturmak, eski haline getirmek, normal hale getirmek, eski görev, rütbe ya da haklarını geri vermek
rehabilitationeski sağlığına kavuşturma, rehabilitasyon, eski görev, rütbe ya da haklarını geri verme
rehearingtanıkların yeniden dinlenmesi
rehearsalprova, anlatma, sayıp dökme
rehearseprova etmek, anlatmak, sayıp dökmek
rehouseyeni/daha iyi bir eve yerleştirmek
reignhükümdarlık, saltanat, saltanat sürmek, oluşmak, olmak, vuku bulmak
reimbursablegeri ödenebilir
reimburse(pulunu) geri vermek, ödemek, birinin yaptığı masrafı ödemek
reimbursementgeri ödeme, parayı geri verme, rambursman
rein indizgini çekip durdurmak, yavaş gitmek
reinforcegüçlendirmek, takviye etmek, berkitmek
reinforced concretebetonarme, demirli beton
reinforced concrete beambetonarme kiriş
reinforcementgüçlendirme, takviye, destek, berkitme, ç, takviye birliği
reinforcementstakviye birliği
reinforcing steelbetonarme demiri
reinstallyeniden yerleştirmek
reinstallmentyeniden yerleştirme
reinstateeski mevkiini geri vermek
reinstatementhaklarını geri verme
reinsurancereasürans, mükerrer sigorta
reinsurereasürans yapmak, yeniden sigortalamak
reinvestmentyeniden yatırım
reissuetekrar çıkarmak, tekrar basmak
reiterate(birkaç kez) yinelemek, tekrarlamak
reiterationyinelemek, tekrarlama
rejectreddetmek, kabul etmemek, geri çevirmek, bir tarafa atmak, ıskartaya çıkarmak, atmak, bir kenara atılan yararsız şey, ıskarta
rejectamentaçöp, süprüntü, dışkı, pislik
rejectionkabul etmeme/edilmeme, ret, geri çevirme
rejoiceçok sevinçli olmak, sevinmek
rejoice sb's heartmutlu etmek, yüzünü güldürmek
rejoicingbüyük sevinç, bayram sevinci, şenlik
rejoinsert yanıt vermek, yanıt vermek, karşılık vermek, (düşerge/gemi/vb.'ne) geri dönmek, yeniden birleştirmek
rejoinderyanıt, kaba yanıt
rejuvenescencegençleşme, gençleştirme
relapsekötüye gitmek, kötüleşmek, (kötü yola) sapmak, dönmek, kötüye gitme, kötüleşme, (kötü yola) sapma, dönme
relateanlatmak, nakletmek, hikâye etmek, arasındaki farkı görmek/göstermek, (to ile) ile bağdaştırmak, ilişki kurmak, (to ile) -e yönelik olmak, kapsamak, ait olmak
relate toile bağdaştırmak, ilişki kurmak, yönelik olmak
relatedilgili, ilişkili, bağlantılı
relationakraba, ilgi, ilişki, bağlantı, ç.karşılıklı ilişki
relationskarşılıklı ilişki, akrabalar
relationshipakrabalık, ilgi, ilişki, bağlantı
relativeakraba, göreli, oranlı, nispi, bağlı, ilişkin
relative adverbilgi zarfı, ilgi belirteci
relative clausessıfat cümleciği, ilgi yantümcesi
relative densitybağıl yoğunluk, bağıl özkütle
relative humiditybağıl nem, nispi rutubet
relative pressuregöreceli basınç, izafi basınç
relative pronounilgi adılı, ilgi zamiri
relativelyoranla, nispeten, oldukça
relativisticbağıl, göreli
relativityizafiyet, görelik
relatoranlatan kimse, muhbir
relaxgevşemek, gevşeyip dinlenmek, yorgunluğunu atmak, rahatlamak, gevşetmek, rahatlatmak, dinlendirmek, (güç/kontrol/vb.) gevşetmek, hafifletmek
relaxationgevşeme, yumuşama, hafifleme, gevşetme, yumuşatma, hafifletme, gevşeklik
relaxation timegevşeme süresi
relaynöbetleşe çalışan ekip, vardiya, posta, yedek malzeme, röle, bayrak yarışı, naklen yayınlamak
relay stationröle istasyonu
releaseserbest bırakmak, bırakmak, koyuvermek, çözmek, (filmi) gösterime sokmak, (haber) duyurmak, bildirmek, yayınlamak, piyasaya sürmek, satışa çıkarmak, feragat etmek, vazgeçmek ya da devretmek, serbest bırakma, özgürlüğüne kavuşturma, salma, salıverme, tahliye, tahliye kâğıdı, gevşetme, çözme, kurtarma, kurtuluş, kurtulma, (film) piyasada gösterilme izni, (kitap/haber/vb.) yayınlama izni, deklanşör, tek.salıverme düzeneği, yay
release buttondeklanşör, düğme
release on bailkefaletle tahliye
relegategöndermek, havale etmek, aşağı bir durum ya da mevkiye indirmek
relegationsürgüne gönderme, sürgün, küme düşme
relentyumuşamak, acıyıp merhamete gelmek, gevşemek
relentlessamansız, acımasız
relevanceayırıcı olma özelliği, ayırıcılık, belirginlik
reliancegüvenç, güven, inan, itimat
reliantasılı,bağlı,bağımlı,dayalı
relickalıntı, ölü kalıntısı, hatıra, andaç
relictcinsi tükenmekte olan hayvan/bitki
reliefferahlama, rahatlama, kurtarma, kurtuluş, takviye kuvvetleri, iç rahatlığı, iç ferahlığı, avuntu, yardım, imdat, çare, derman, nöbet değiştirme, nöbeti devralan kişi, kabartma, rölyef
relief maprölyef harita, yükseklikleri gösteren harita
relief roadyan yol, ikinci yol
relief valveemniyet supabı
relief wellboşaltma kuyusu
relieve(ağrı/acı/sıkıntı/vb.) dindirmek, hafifletmek, azaltmak, yatıştırmak, teskin etmek, bastırmak, ferahlatmak, rahatlatmak, avutmak, avundurmak, gönül ferahlığı vermek, nöbeti devralmak, nöbet değiştirmek, (kuşatılmış kenti) kurtarmak, tekdüzeliğini gidermek, ilginçleştirmek, güzelleştirmek, hareketlendirmek, canlandırmak
relieve of(bir yükten) kurtarmak
relievedrahatlamış, ferahlamış, yatışmış, rahat, ferah
relieving archhafifletme kemeri, sağır kemer
religiondin, mezhep, inanç, iman
religiositybağnazlık, yobazlık, sofuluk
religiousdinsel, dini, dindar
religious libertydin hürriyeti
religious marriageimam nikâhı
religiouslyimanla, düzenli bir şekilde
relinegömlek değiştirmek, astarını değiştirmek
relinquishvazgeçmek, bırakmak, feragat etmek
relishistek, zevk, haz, iştah, çeşni, tat, lezzet, hoşlanmak, hoşuna gitmek, zevk almak, hoşnut olmak
reliveyeniden yaşamak, anımsamak
relocate(başka bir yere) taşımak, kurmak, yerleştirmek
relocationbaşka yere yerleştirme
reluctanceisteksizlik, gönülsüzlük
reluctantisteksiz, gönülsüz
reluctivityrelüktivite, çekingenlik
rely(on ile) güvenmek, itimat etmek, bel bağlamak
rely ongüvenmek, inanmak, bel bağlamak
remain anonymousadı bilinmemek
remainderartan, geri kalan, kalan, artık
remainder of a debtborç bakiyesi
remainsartık, kalıntı, ölü, ceset
remake(film/vb.) yeniden yapmak
remand(tekrar mahkemeye çıkmak üzere) cezaevine geri göndermek, tekrar cezaevine gönderme
remanenceartık mıknatıslık, artık mıknatıslanım
remarksöylemek, belirtmek, söz, düşünce, görüş
remark onhakkında görüşünü belirtmek
remarkabledikkate değer, sözü edilmeye değer, olağanüstü
remarkablenessdikkate değerlik, olağanüstülük
remarrriageyeniden evlenme
remedialsağaltıcı, iyileştirici, iyi edici, tedavi edici, çare niteliğinde
remedial teachingyetiştirici öğretim
remedilessçaresiz, umutsuz, tedavi edilmez
remedyçıkar yol, umar, çare, ilaç, derman, deva, sağaltmak, iyi etmek, iyileştirmek, tedavi etmek, düzeltmek, çare bulmak, gereğine bakmak, önlemek
remembereslemek,hatırlamak,aklında tutmak,hatırında tutmak,unutmamak,(armağan/bahşiş/vb.) vermek,görmek,(to ile) -den selam götürerek,-in selamını söylemek
remember toselam götürmek, selamını söylemek
remembranceanma, hatırlama, yadetme, anı, hatıra, estelik, anmalık, andaç, hatıra, yadigar
remilitarizationyeniden askerileştirme
remindhatırlatmak,esletmek,aklına getirmek
remind of-i hatırlatmak, aklına getirmek
reminder(mektup/not/pusula/vb.) anımsatıcı şey
reminisceeski günlerden konuşmak
reminiscenceanımsama, hatırlama, anımsanan şeyler, anı, ç.anılar, hatırat
reminiscent-i hatırlatan, benzeri
remissdikkatsiz, gevşek, dalgacı, ihmalkâr
remissibleaffedilebilir, bağışlanabilir
remissionbağışlama, affetme, af, ceza indirimi, cezayı hafifletme, (hastalık) hafifleme süresi
remissnessihmal, kusur, savsaklık
remit(borç/ceza/vb.'den) kurtarmak, postayla (pul/çek/vb.) göndermek, ara vermek, mola vermek
remittancepara havalesi, postayla gönderilen para
remitteealıcı, havale alıcısı
remitterpara gönderen kimse
remnantartık, geri kalan şey, kalıntı, parça kumaş
remodeldeğişiklikler yapmak, yeni şekle koymak
remonetizationeski parayı yeniden tedavüle sürme
remonstranceyakınma, şikâyet, itiraz
remonstrateyakınmak, şikâyet etmek, karşı çıkmak, itiraz etmek
remonstratorşikayetçi kimse, protesto eden kimse
remorsepişmanlık, vicdan azabı
remorsefulvicdan azabı çeken, pişmanlık duyan, pişman
remorselessvicdansız, kalpsiz, acımasız
remoteuzak, (davranış) soğuk, (şans/olasılık/vb.) küçük, az
remote controluzaktan kumanda
remote controlleduzaktan kumandalı
remote probabilityuzak bir olasılık
remote stationuzak istasyon
remotelyküçük bir dereceye kadar, birazcık
remotenessuzaklık, yabancılık
remountyeniden çıkmak, yeniden monte etmek
removablekaldırılabilir, sökülebilir, nakledilir
removalkaldırma, taşınma, çıkarma, kovulma, görevden alınma, yerini değiştirme
removal expensestaşınma giderleri
removal vannakliye kamyonu
removeçıkarmak,temizlemek,silmek,çıkarmak,öçürmek,kovmak,atmak,kaldırmak,alıp götürmek,uzaklaştırmak,kenar etmek,defetmek,taşınmak,derece,pille,kademe,aralık,adım,kohumluk derecesi,sınıf
remove from officegörevden almak
removed from-den uzak, -den farklı, ile ilgisiz
removerleke çıkarıcı, ev eşyası nakliyecisi
remunerateemeğinin karşılığını ödemek, hakkını ödemek, ödüllendirmek, yaptığının karşılığını ödemek
remunerationvergin, bedel, karşılık, mükâfat
remunerative(iş) paralı, iyi para getiren, kârlı, kazançlı, yararlı
renal arteryböbrek atardamarı
renal circulationböbrekteki kan dolaşımı
renal cortexböbrek korteksi
renascentyeniden doğan, canlanan
rendyırtmak,cırmak,yarmak,koparmak,bölmek,ayırmak,zorla çekip almak,koparmak,ayırmak
render(yardım/vb.) vermek, sunmak, hale getirmek, etmek, kılmak, icra etmek, sunmak, (into ile) -e tercüme etmek, -e çevirmek
render a profitkâr bırakmak
render intotercüme etmek, çevirmek
render of accounthesap verme
render paymentödeme yapmak
renderingsunma, icra, oynama, temsil, tercüme, çeviri
rendezvousbuluşma, randevu, buluşma yeri
renditionicra, sunma, temsil
renewyenilemek, yenileştirmek, tazelemek, canlandırmak, dinçleştirmek, yinelemek, tekrarlamak
renewableyenilenebilir, yenilenmesi gereken
renewable sourceyenilenebilir kaynak
renewalyenileme, yenilenen şey
renewal noticeyenileme belgesi
renitentkuvvete karşı direnen, zora dayanıklı
renouncevazgeçmek, terketmek, bırakmak, feragat etmek
renovateyenilemek, onarmak
renownün, ad, şan, şöhret
renownedünlü, şanlı, meşhur, şöhretli, namlı
rentkira, kira bedeli, kiralamak, kira ile tutmak, kiraya vermek, yırtık, yarık, delik
rent a car servicearaba kiralama servisi
rent-freekirasız, kirasız, kirasız
rentablekiralanabilir, kira getirebilir
rental carkiralık otomobil
rentierrantiye, gelir sahibi
renting failurekirayı ödeyememe
renunciationvazgeçme, feragat
reorganizationyeniden düzenleme, yeniden örgütleme, yeniden örgütlenme
reorganizeyeniden örgütleme, yeniden düzenlemek, yeniden organize etmek
repsatış memuru, satıcı, bkz.repertory
repackyeniden denk yapmak
repaironarmak, tamir etmek, (hatayı) düzeltmek, gidermek, onarım, tamirat
repair shoptamirci dükkânı
repairableonarılabilir, tamir edilebilir
reparabletamiri mümkün, tamir edilir
reparteehazırcevaplılık, hazır cevap
repartitionbölme, bölüm, yeniden bölme
repassdönmek, geri gitmek
repatriateyurduna geri göndermek, iade etmek
repatriationkendi ülkesine geri dönme
repay(pul) geri vermek, ödemek, karşılığını vermek, altında kalmamak, ödemek, ödüllendirmek, karşılığını vermek
repayablegeri ödenebilir, geri ödenilmesi gereken
repaymentgeri ödeme, karşılık
repayment of income taxvergi iadesi
repealyürürlükten kaldırmak, feshetmek, iptal etmek, yürürlükten kaldırma, fesih, iptal
repealableyürürlükten kaldırılabilir, feshedilir
repeattekrarlamak, kaytalamak, yinelemek, yeniden yayınlanan bağdarlama, nakarat, nakarat işareti
repeat oneselfhep aynı olmak, değişmemek
repeateddefalarca yinelenen, tekraralanan
repeatedlydefalarca, tekrar tekrar, sık sık
repeaterkesintisiz ateş eden silah, çalar saat
repeatingtekrarlanan, tekralama
repeating coiltekrarlama bobini
repeating decimaltekrarlanan kesir
repelgeri püskürtmek, iğrendirmek, tiksindirmek
repellentiğrenç, tiksindirici, nahoş, sinek, /vb.kovucu, uzaklaştırıcı madde
repentpişman olmak, pişmanlık duymak
repentance lawpişmanlık yasası
repentantpişmanlık duyan, pişman
repercussionyansıma, geri tepme, tepki, yankı, yan etki
repertoirerepertuvar, dağarcık
repertoryaynı tiyatroda aynı oyuncuların her gün değişik bir oyun sahneye koyması
repetitiontekrarlama, yineleme, tekrar, yinelenen şey
repetition workseri üretim
repetitiousdefalarca tekrarlanmış, basmakalıp
repetitivehkr, bkz.repetitious
repineyakınmak, söylenmek, üzülmek, küsmek, bozulmak
repiningyakınan, söylenen, somurtkan
replaceeski yerine koymak, (with/by ile) değiştirmek, -in yerini almak, -in yerine geçmek
replaceablesökülüp değiştirilebilen
replacementyenisiyle değiştirme,yenileme,yerini alan kimse/şey,ivaz,yedek,vekil
replacement partyedek parça
replantyeniden dikmek, yeni bir yere dikmek
replay(maç) tekrarlamak, tekrar oynamak, (müzik) tekrar çalmak, tekrar oynanan maç, (görüntü/ses/kayıt/vb.) tekrar
replenishyeniden doldurmak, ikmal etmek
replenishmentikmal, yeniden doldurma, tekrar doldurma
repletetıka basa doymuş, patlamak üzere, ağzına kadar dolu
replevinistirdat davası, istihkak davası
replicaaslına çok benzeyen, kopya
replicatekopya etmek, kopyasını yapmak
replicationcevap, mukabele, yankı, akis, röprodüksiyon
replyyanıt vermek, yanıtlamak cevap vermek, karşılık vermek, yanıt, karşılık
reportrapor, haber, gazete haberi, açıklama, bilgi, bildiri, tebliğ, tutanak, öğrenci karnesi, söylenti, rivayet, patlama sesi, anlatmak, söylemek, bildirmek, haber vermek, rapor vermek, rapor yazmak, (sucu/vb.) bildirmek, ihbar etmek, şikâyet etmek, tutanağını tutmak, özetini çıkarmak, hazır bulunmak, mevcudiyetini bildirmek, haber yazmak
reported speechdolaylı anlatım
reportedlysöylendiğine göre, söylentilere bakılırsa
reportergazete muhabiri, muhabir, raportör
reposeuzanmak, dinlenmek, dayanmak, yaslanmak, dinlenme, istirahat, uyku, dinginlik, sakinlik, sessizlik, erinç, rahat, huzur
repositorydepo, ambar, ...hakkında kendisine özel olarak bilgi verilen kimse
repossessyeniden sahip olmak, elde etmek
reprehendazarlamak, paylamak, suçlamak
reprehensiblesuçlanmayı/azarlanmayı hakeden
representgöstermek, betimlemek, tasvir etmek, simgelemek, temsil etmek, -in adına hareket etmek
represent asolarak tanımlamak, olarak göstermek
representationtemsil, betimleme, tasvir, oyun, temsil, oynama, canlandırma, temsilcilik, mümessillik, simge, işaret, gösterme
representativetemsil eden, örnek, tipik, temsilci, vekil
repressbastırmak, önlemek, tutmak, gemlemek, baskı altında tutmak
repressed(kişi) baskı altına alınmış, baskı altında olan, ezilmiş, (duygu) bastırılmış
repressionönleme, bastırma, engelleme, tutma, baskı
repressive(yasa/vb.) baskı uygulayıcı, sert, acımasız
reprieveölüm cezasını ertelemek, mahvını ertelemek, ölüm cezasının ertelenmesi
reprimand(resmi) tekdir, kınama, (resmi olarak) kınamak
reprint(kitap) yeniden basmak, yeni baskı
reprisalbir müzik parçasının bir bölümünün ya da tümünün ikinci kez çalınması
reproachazar,tekdir,serzeniş,sitem,kınama,suçlama,leke,yüzkarası,sitem etmek,serzenişte bulunmak,abırlamak,ayıplamak
reprobatekötü, kötü karakterli
reprobationbeğenmeme, onaylamama, lanet
reprocessing plantyeniden işleme fabrikası
reproduceüremek, çoğalmak, yavrulamak, kopyasını çıkarmak, kopya etmek, (görüntü/ses) vermek
reproduceryeniden öndürücü, çoğaltıcı
reproducibilityüretilebilirlik, üreyebilirlik
reproducing headokuma kafası
reproductionüreme, çoğalma, çoğaltma, reprodüksiyon, özdeşbaskı
reproduction organsüreme kılganları
reproduction systemüreme jüyesi
reproductiveüretken, üremeyi sağlayan, döl
reproductive organsüreme kılganları
reproofazar, ayıplama, kınama
reprovalazarlama, paylama
reproveazarlamak,paylamak,tanlamak
reptiliansürüngenlere ait, sürüngen, sürüngen
republicancumhuriyete ait, cumhuriyetçi, cumhuriyetçi
republican people's partycumhuriyet halk partisi
republicanismcumhuriyetçilik
republicationyeniden yayımlama
republishyeniden yayımlamak
repudiatekabul etmemek,geri çevirmek,inkâr etmek,danmak,yadsımak,tanımamak,reddetmek,(borç) ödememek,inkâr etmek
repudiationret, inkâr, boşama, reddetme, tanımayış
repugnanceiğrenme, tiksinme, tiksinti, nefret
repugnantçirkin, iğrenç, tiksindirici, pis, terbiyesiz
repulse(saldırı) geri püskürtmek, (öneri/vb.) kabaca reddetmek, geri çevirmek, püskürtme, (arkadaşlık önerisini) kabaca geri çevirme, reddetme
repulsioniğrenme, tiksinti ve korku, nefret, birbirini uzaklaştırma gücü, itici güç
repulsivetiksindirici, iğrenç, itici
repulsive forcesitici güçler
repulsivenesstiksindiricilik, iğrençlik
repurchasegeri satın alma, geri satın almak
reputableünlü, tanınmış, saygın, saygıdeğer
reputationün, ad, nam, isim, şöhret
reputeün, şöhret, ad, nam, iyi ad, itibar, saygınlık
reputed...sayılan, ...farzedilen, ...sanılan
reputedlydediklerine göre
requestrica, dilek, istek, talep, istek, rica etmek, dilemek, istemek
requiemölünün ruhu için okunan dua/ilahi
requireistemek, gerektirmek, dilemek, istemek, rica etmek
required quantitygerekli miktar
required subjectszorunlu dersler
requirementihtiyaç, gereksinim, icap, gerek
requisitegerekli, zorunlu, zaruri, gerekli şey, ihtiyaç, gereç
requisitionresmi/askeri talep, dilek, resmen talep etmek, resmen el koymak
requitalödül, karşılık, bedel, mukabele
requite(with ile) karşılığını ...ile ödemek, ile karşılığını vermek
requite withile karşılığını vermek
reradiationyeniden radyasyon
rerouteyönünü değiştirmek, saptırmak
reroutinggüzergâh değiştirme, yönünü değiştirme
rerun(film/vb.) tekrar göstermek, (yarış) tekrar koşmak, tekrarlamak, tekrar gösterilen film/şov
rescindyürürlükten kaldırmak, iptal etmek, feshetmek
rescissionfesih, iptal, yürürlükten kaldırma
rescriptresmi bildirge, beyan
rescuekurtarmak, kurtarma, kurtulma, kurtuluş
rescue capsulekurtarma kapsülü
rescue helicopterkurtarma dikuçarı
rescue partykurtarma ekibi
researcharaştırma, araştırmak, araştırma yapmak, incelemek
research and developmentaraştırma ve geliştirme
research centeraraştırma merkezi
research centrearaştırma merkezi
research departmentaraştırma bölümü
research laboratoryaraştırma laboratuvarı
research populationaraştırma kitlesi
research programmearaştırma bağdarlaması
research projectaraştırma jobası
research workeraraştırmacı
reseatingsupap yatağını alıştırma
resectionkesip çıkarma, kesim-çıkarım
resellaynı şeyi bir daha satmak
reselleryeniden satan kimse
resemblebenzemek, okşamak
resentkızmak, içerlemek, kırılmak, gücenmek, alınmak
resentfulgücenik, alınmış, kırgın
resentmentkızma, gücenme, küskünlük, dargınlık
reservationkuşku, şüphe, yer ayırtma, rezervasyon, şart, koşul, Kuzey Amerika'lı yerlilere ayrılan arazi
reservation feeyer ayırma vergini
reserveayırmak, saklamak, korumak, tahsis etmek, ayırtmak, yedek, rezerv, belirli bir amaç için ayrılmış arazi/bölge, çekingenlik, yedek oyuncu, yedek, yedek güçler
reserve accountkarşılık hesabı
reserve capacityyedek kapasite
reserve fundihtiyat akçesi
reserve pricerezerv fiyatı
reservedçekingen, tutulmuş, ayırtılmış, yedek
reserved wordayrılmış sözcük, kullanımı yasak sözcük
reservoirsarnıç, su deposu
reshapeyeniden biçim vermek
reshufflebir kuruluşta çalışanların mevkiilerinin değiştirilmesi
reside-de ikamet etmek, oturmak
residencekonut, oturma, ikamet
residentsakin, mukim, bir yerde oturan
residentialoturmaya ayrılmış, oturmaya elverişli
residualartan, kalan, artık
residuekalan, artık, kalıntı, tortu
resignistifa etmek, çekilmek, ayrılmak
resignationçekilme, istifa, boyun eğme, kabullenme
resignedboyun eğmiş, kabullenmiş, yakınmadan kabul eden
resilientesnek, sağlığını, gücünü çabuk toplayan, çabuk iyileşen
resistkarşı koymak,karşı durmak,direnmek,mukavemet etmek,göğüs germek,dayanmak,-meden edebilmek
resistancekarşı koyma, direnme, dayanıklılık, dayanma, dayanma gücü, karşı çıkma, direniş, direnç
resistantdirenen, dirençli, dayanıklı
resistorrezistans, direnç
resolutedirençli, kararlı, azimli, sağlam
resolutionkararlılık, azim, azimlilik, karar, önerge, teklif, yasa tasarısı, çözüm, çözünme, çözülme, eritme
resolvekarar vermek, çözmek, halletmek, parçalarına ayırmak, ayrıştırmak, oy ile -e karar vermek, eritmek, çözmek, erimek, çözünmek, karar, azim, niyet, azimlilik
resonancetınlama, seselim, rezonans
resonantçınlayan, tınlayan, yankılanan
resortdinlence yeri,mesire,(-e) başvurma,yoluna gitme,-den yararlanma,(to ile) (-e) başvurmak,müracaat etmek,yoluna gitmek,çareyi -de bulmak
resoundçınlamak, yankılanmak, ...sesiyle dolmak, inlemek
resoundingçınlayan, yankılanan, gürültülü, çok büyük
resourcekaynak, zenginlik, umar, çare, beceriklilik
respectsaygı, hürmet, uyma, riayet, saygı, bakım, yön, çekit, saygı göstermek, saygı duymak, -e riayet etmek, uymak
respectablesaygıdeğer, saygın, oldukça iyi, epey, hatırı sayılır, temiz, namuslu, dürüst
respectivekendi, kişisel, şahsi
respectivelyanılan sıraya göre, biri ...öteki
respiratorsolunum aygıtı, respiratör
respiratorysolunumla ilgili
respitemola, dinlenme, soluklanma
resplendentparlak, pırıl pırıl, görkemli, göz kamaştırıcı
respondyanıt vermek, yanıtlamak, (by/with ile) ile karşılık vermek, karşılamak
respondentdavalı, savunan kişi
responsible(for/to ile) -den sorumlu, -e karşı sorumlu, sorumlu, sorumluluk sahibi, güvenilir, emin, sorumluluk isteyen, sorumluluk gerektiren
responsiveyanıt veren, karşılık veren
restdinlenme,dem alış,erinç,huzur,rahat,sükun,uyku,işlemezlik,hareketsizlik,durma,dayanak,mesnet,destek,es,durak,dinlenmek,dincelmek,dem almak,dinlendirmek,dayamak,yaslamak,durup dinlenmek,durmak,ara vermek,soluk almak,dayandırmak,oturtmak,elinde olmak,bağlı olmak,güvenmek,dayanmak,bel bağlamak,yatmak,gömülü olmak,artık,kalan,ötekiler,diğerleri,kalanlar
restaurateurlokanta sahibi, lokantacı
restfuldinlendirici, rahat, sakin, huzurlu, huzur verici
restitutioniade, sahibine geri verme, zararı ödeme, tazmin
restiveyerinde duramayan, rahat durmayan, huzursuz, inatçı
restlessyerinde duramayan, hareketli, kıpır kıpır, kıpırdak, rahatsız, huzursuz
restorationonarım, yenileme, restorasyon, sahibine geri verme, iade, yeniden kurma
restorativegüçlendiren, sağlık veren, güç/sağlık veren ilaç, yiyecek, /vb.
restoresahibine geri vermek, iade etmek, eski yerine koymak, geri koymak, yeniden kurmak, düzeltmek, eski görevine, işine, /vb.yeniden getirmek, iade etmek, yeniden sağlığına kavuşturmak, iyileştirmek, onarmak, yenilemek, restore etmek
restoring forcedüzeltici kuvvet, geriçağırım kuvveti
restrainengellemek, dizginlemek, zaptetmek, tutmak, -den önlemek
restrainedkontrollü, sakin, özüne hakim
restrainttutma, dizginleme, zapt, özünü tutma, özüne hakim olma, sınırlama, baskı, zorlama
restrictedsınırlı, kısıtlı, kontrollü, yalnızca belirli bir kesimin kullanımına özgü, belirli bir türküm için, hizmete mahsus, dar, sınırlı
restricted creditşartlı kredi
restricted ownershipsınırlı mülkiyet
result(from ile) -den sonuçlanmak, meydana gelmek, çıkmak, doğmak, (in ile) ile sonuçlanmak, sonuç, mahsul, ürün, semere
result inile sonuçlanmak, çıkmak, neticelenmek
resultantsonucunda ortaya çıkan, sonuçta oluşan
resultant forcebileşke kuvveti
resume(ara verdikten sonra) yeniden başlamak, sürdürmek, devam etmek, geri almak, yeniden elde etmek
resumptionyeniden başlama, sürdürme
resurgenceyeniden güçlenme, dirilme, yeniden aktiflik kazanma
resurgentyeniden güçlenen, dirilen
resurrectyeniden canlandırmak, diriltmek, yeniden kullanmak, geçerli kılmak
resurrectionyenileme, canlanma, dirilme, tekrar ortaya çıkma, doğma, (the ile) İsa'nın dirilişi
retçürümek, ıslatıp yumuşatmak
retailperakende satmak, (at ile) perakende olarak ...fiyatına satılmak, dedikodu yaymak, perakende satış, perakende olarak, perakendeciden, perakende
retail bankingperakende bankacılık
retail creditmüşteri kredisi
retail priceperakende fiyatı
retail tradeperakende ticaret
retaintutmak, yitirmemek, sahip olmak, pulla (avukat) tutmak
retained earningsbirikmiş kârlar
retaineruşak, hizmetçi, avukata verilen avans
retaining wallistinat duvarı
retakeyeni çekim, yeniden almak, geri almak
retaliatemisilleme yapmak, kötülüğe kötülükle karşılık vermek
retaliationmisilleme, kısas, öç
retaliatorymisilleme niteliğinde, karşılık olarak
retardgeciktirmek, yavaşlatmak
retardationgeciktirme, yavaşlatma, geciktirici şey
retarded(çocuk) yavaş gelişen, geri zekâlı
retardergeciktirici, hız kesici
retchkusmaya çalışmak, kusacak gibi olmak
retention(akılda/vb.) tutma
retentive(aklında/vb.) tutan, unutmayan
rethinktekrar düşünmek, tekrar gözden geçirmek
reticenceaz konuşma, ağzı sıkılık, gizlilik, sır tutma
reticentsuskun, ağzı sıkı, konuşmayan, ketum, sessiz
reticleretikül, kılağ, dürbün ağı
reticularağ gibi, ağsı, ağ şeklinde, gözenekli, dolaşık
reticulateağ gibi, şebekeli, ağsı, ağ gibi sarmak, ağ gibi örmek
reticulationağsılaşma, ağ gibi olma
reticulumağ, şebeke, börkenek
retireçekilmek, bir köşeye çekilmek, gitmek, yatmaya gitmek, geri çekilmek, emekliye ayırmak, emekliye sevketmek, emekli olmak, emekliye ayrılmak
retire into one's shellkabuğuna çekilmek
retire to pastureköşesine çekilmek, emekliye ayrılmak
retirementemekliye ayrılma, emeklilik
retirement ageemeklilik yaşı
retirement annuityemeklilik sigortası
retirement pensionemekli maaşı
retiringçekingen, içine kapanık
retiring ageemeklilik yaşı
retiring pensionemekli maaşı
retoolyeniden aletlerle donatmak
retortsert yanıt vermek, karşılık vermek, sert yanıt, karşılık, imbik
retortiongeriye bükme, misilleme
retracetekrarlamak, geriye/kaynağına gitmek
retractgeri çekmek, içeri çekmek, (sözünü) geri almak
retractablegeri alınabilir, toparlanır
retreaddış lastiğe sırt geçirmek
retreatçekilme, gerileme, geri çekilme, ricat, bir köşeye çekilip dinlenme, inziva, inziva köşesi, sığınak, çekilmek, geri çekilmek, gerilemek, dinlenmek için çekilmek, gitmek, inzivaya çekilmek
retrenchmasrafları kısmak, personel sayısını azaltmak
retrial(davayı) yeniden görme
retributionhakedilen ceza
retributivecezalandırıcı, intikamcı
retrievablegeri alınabilir, düzeltilebilir
retrievalgeri alma, bilgi çıkarma
retrievegeri almak, yeniden ele geçirmek, kavuşmak, yeniden edinmek, düzeltmek, telafi etmek, çaresini bulmak, (av köpeği) vurulan avı bulup getirmek
retrieveraport köpeği, avı bulup getiren köpek
retrivableyeniden elde edilir
retroactionmakable şümul, geçmişi kapsama, tepki
retroactiveönceki olayları kapsayan
retrocedeiade etmek, geri vermek
retroflexüstdamaksıl, üstdamaksıl olan
retrogradegerileyen, kötüye giden
retrogressgerilemek, kötüye gitmek
retrogressivegeri giden, gerileyici
retrorocketgeciktirme roketi, eğleç roketi
retrospectgeçmişi düşünme, geçmişe bakış
retrospectiongeçmişi düşünme, geçmişe bakış
retrospectivegeçmişle ilgili, önceki olayları kapsayan
retrousseucu yukarıya kalkık
returnkayıtmak,dönmek,geri gelmek,geri vermek,geri götürmek,kaytarmak,iade etmek,geri çevirmek,geri göndermek,yanıt vermek,karşılık vermek,seçmek,(huk.) karar vermek,(kâr/kazanç) getirmek,sağlamak,açıklamak,beyan etmek,resmen bildirmek,(mal) ilk sahibine dönmek,dönüş,geri geliş,dönüp gelme,geri verme,geri götürme,geri gönderme,geri çevirme,iade,yanıt,karşılık,yeniden olma,tekrarlama,tekerrür,resmi rapor,beyanname,kâr,kazanç,gidiş-dönüş bileti,(ç.) kazanç,gelir,hasılat,(bilet) gidiş-dönüş
return a favouryapılan iyiliğin karşılığını vermek
return a verdict of guiltysuçlu bulmak
return addressdönüş adresi
return airwaytenek dönüş yolu
return circuitdönüş devresi
return faregidiş dönüş vergini
return instructiondönüş komutu
return pipingdönüş borusu
return thanksteşekkür etmek
return ticketgidiş dönüş bileti
return togeri dönmek, rücu etmek
return visitiade ziyareti
returnablegeri verilebilir, geri verilmesi gereken
returned checkiade edilmiş çek
reunificationyeniden birleşme
reunionyeniden bir araya gelme,birleşme,barışma,toplantı,arkadaş toplantısı,yakınların görüşü
reuniteyeniden bir araya gelmek, toplanmak, birleşmek, yeniden bir araya getirmek, birleştirmek
revdevir, tur, (up ile) (motorun) hızını artırmak
revaccinateyeniden aşılamak
revalorizationyeniden değerlendirme, revalorizasyon
revalorizeyeniden değerlendirmek
revaluateyeniden değerlendirmek
revaluationrevalüasyon, yeniden değerlendirme
revalue(bir ülke parasının) değerini yükseltmek
revanchistintikamcı, intikamcı kimse
revealaçığa vurmak, ortaya çıkarmak, göstermek, pervaz, kapı dikmesi
reveal a secretsırrı açıklamak
revealinganlamlı, manidar, (giysi) bir kısmını gösteren
reveleğlenmek, cümbüş yapmak, alem yapmak, (in ile) -den haz duymak, büyük zevk almak, eğlence, cümbüş, eğlenti, şenlik
revel inhaz duymak, zevk almak
revelationaçığa vurma, ifşa
revellereğlence düşkünü, âlemci
revelryşenlik, eğlenti, cümbüş, alem
revengeöç, intikam, -in öcünü almak
revengefulkinci, kin tutan, intikamcı
revenuegelir, hükümetin vergi geliri
revenue bondgelir tahvili
revenue officedefterdarlık, maliye
revenue officergümrük memuru
revenue reserveihtiyari yedek
revenue sharing bondgelir ortaklığı senedi
reverberationyansıma, yankılanma, akis, aksetme
reverberatorışıldak, projektör, yansıtaç, reflektör
reveresaymak, büyük saygı ve hayranlık göstermek, sevip saymak
reverencederin saygı, saygı ile eğilme, reverans
reverentialsaygılı, saygıdan ileri gelen
reveriedüş, hayal, düşlere dalma
reversalters dönme, dönme
reverseters, arka, aksi, tersine dönmüş, karşıt, zıt, ters çevirmek, tersyüz etmek, geri gitmek/götürmek, yerlerini değiştirmek, aksi yönde değiştirmek, ters taraf, ters yüz, ters, aksi, zıt, zıttı, tersi, karşıtı, aksilik, terslik, başarısızlık, yenilgi, geri vites
reverse chargesödemeli alısünlemek
reverse direction flowters yönde akış
reverse reactionters reaksiyon
reverse sidearka yüz, ters yüz
reverse the chargesödemeli alısün görüşmesi yapmak
reverse voltageters gerilim
reversibilitytersinirlik, tersine çevrilebilme
reversibletersinir, tersine çevrilebilir
reversible fabricçift yüzlü kumaş
reversible reactiontersinir tepkime, tersinir reaksiyon
reversinggeri dönebilen, geri
reversing geargeri hareket düzeni, tornistan düzeni
reversioneski haline ya da alışkanlığına dönme, (mülk) ilk sahibine dönme, kalıtım hakkı, veraset hakkı
reversionaryintikal ile ilgili
reversionary annuityyıllık gelir poliçesi
reversionary heirart mirasçı
revert(to ile) (eski yağdayına/alışkanlıklarına/inançlarına/vb.) kayıtmak,geri dönmek,yeniden dönmek,ilk sahibine dönmek
revetmentkaplama, revetman
reviewbir daha gözden geçirme, yeniden inceleme, eleştiri, kitap eleştirisi, yazın ve düşünce dergisi, teftiş, yargıtayca mahkeme kararının yeniden incelenmesi, bir daha gözden geçirmek, yeniden incelemek, eleştirmek, eleştiri yazmak, teftiş etmek, mahkeme kararını yeniden incelemek
reviewereleştirmen, kitap eleştirmeni
revilesövmek,küfretmek,hakaret etmek,tanlamak,lanetlemek,kötülemek,yamanlamak
revisalgözden geçime, revizyon, ikinci düzeltme
revisegözden geçirip düzeltmek, yeniden elden geçirmek, (görüş/vb.) değiştirmek, (ders) tekrarlamak, bir daha gözden geçirmek, ikinci prova
revised editiongözden geçirilmiş baskı, düzeltilmiş baskı
revisergözden geçirip düzelten kimse, düzeltmen
revisiongözden geçirip düzeltme, bir daha gözden geçirme, tekrar, düzeltilmiş baskı
revisityeniden ziyaret etmek
revitalizecanlandırmak, güçlendirmek
revivalyeniden canlanma, dirilme, eski bir oyunu yeniden oynama, uyanış
revivecanlanmak, sağlıklı olmak, canlandırmak, tekrar kullanılmaya başlamak, geri gelmek, ortaya çıkmak, tekrar kullanmaya başlamak, geri getirmek
revivergüçlendirici madde
revivifycanlandırmak, diriltmek
revocablegeri alınabilir, iptal edilebilir, kabili rücu
revocationgeri alma, kaldırma, iptal
revoke(izin/yasa/karar/vb.) geri almak, hükümsüz kılmak, iptal etmek, kaldırmak, feshetmek
revolt(aganist ile) başkaldırmak, karşı gelmek, ayaklanmak, isyan etmek, iğrenmek, tiksinmek, iğrendirmek, tiksindirmek, başkaldırma, başkaldırı, ayaklanma, isyan
revolutionihtilal,devrim,köklü değişiklik,çevriliş,devrim,dönme,tur,devir,dolanma,devir süresi,devre
revolution counterdevir sayacı, takometre
revolutionize-de devrim yapmak,inkılabîleştirmek
revolvedönmek, devretmek, döndürmek, çevirmek, iyice düşünüp taşınmak, üzerinde derin derin düşünmek, (around ile) çevresinde oluşmak/merkezlenmek
revolve aroundçevresinde oluşmak, merkezlenmek
revolvingdöner, dönen, devir yapan
revolving funddöner sermaye
revulsiontiksinme, iğrenme, tiksinti, iğrenti, (düşüncelerde/görüşlerde/vb.) ani değişiklik, sapma
rewardödül vermek, ödüllendirmek, ödül, mükafat, karşılık
rewire(binaya) yeni çıngı telleri döşemek
rewordbaşka sözcüklerle söylemek
rewriteyeniden yazmak, yeniden daha uygun bir şekilde yazmak
rhapsodicrapsodiye benzer
rhapsodistheyecanlı konuşan kimse
rhapsodizeheyecanla söz etmek
rhapsodyrapsodi, aşırı övgü, bayılma
RhenishRen ırmağına ait, Ren şarabı
rheologyreoloji, akışbilim
rheostatreosta, direnç aygıtı
rhetorickonuşma sanatı, uzsözlülük, belagat, cafcaflı konuşma/yazı
rhetoric questionyanıtı beklenmeyen soru
rhetoricianbelagat ustası, belagatli kişi, hatip, söylevci
rheumaticromatizma ile ilgili, romatizmalı
rheumatic feverateşli romatizma
rheumatoidromatizma gibi, romatizmalı
rheumatoid arthritiseklem iltihabı
rhizoidköksü, kök gibi, lif, ercik sapı
rhizophagousbitki köküyle beslenen
rhizopodrizopod, kökbacaklı, kökayaklı
rhodacytekırmızı kan küreciği
rhombiceşkenar dörtgen biçiminde, rombik
rhombic antennabaklava anten
rhymeuyak, kafiye, uyaklı şiir, ile uyak oluşturmak, uyaklı olmak, şiir yazmak
rhyme or reasonanlam, mantık, akıl fikir
rhythmdizem, ritim, vezin
rhythmicaluyumlu, ritmik, ölçülü
rialtoticaret merkezi, borsa
ribkaburga sümüğü,pirzola,kaburga,şemsiye teli,yaprak damarı,takılmak,dalga geçmek,kafaya almak
ribaldkaba, açık saçık, müstehcen
ribaldrykabalık, açık saçıklık, müstehcenlik, kaba dil
ribbed coolerkaburgalı soğutucu
ribbonkurdele, şerit, daktilo şeridi
ribonucleic acidRNA, ribonükleik asit, RNA
richzengin,varlı,bay,bitek,verimli,bereketli,zengin,bol,çok,(yemek) yağlı,ağır,canlı,parlak,(ses) gür,dolgun,kalın,pahalı,ağır,lüks,gülünç,komik,(the ile) zenginler
rich as CroesusKarun kadar zengin
richesvarlık, zenginlik, servet
richlygörkemli/şatafatlı bir şekilde
rickkuru ot, saman, /vb.yığını, (saman/vb.) yığmak, burkulmak, bükülmek
ricketssümük hastalığı,raşitizm
ricketyzayıfça tutturulmuş, çürük
rickshawUzak Doğu'da insan gücüyle çekilen iki tekerlekli küçük fayton
ricochet(taş/kurşun/vb.) sekme, (off ile) (taş/kurşun/vb.) sekmek
rictusgaga açıklığı, ağız açıklığı
rid(of ile) -den kurtarmak, temizlemek
riddance-den kurtulma, başından atma, atlatma
riddlebilmece,tapmaca,sır,giz,esrar,kalbur,kalburdan geçirmek,elemek,(with ile) delik deşik etmek,kalbura çevirmek
riddle withdelik deşik etmek, kalbura çevirmek
ride(at/bisiklet/motosiklet/vb.) sürmek, binmek, ata binmek, at gezintisi yapmak, (in ile) yolculuk etmek, gitmek, (su) üstünde kalmak, süzülmek, sataşmak, gıcık etmek, eleştirmek, gezinti, tur
ride a high horsebüyüklük taslamak
ride for a fallcanına susamak
ride herd onpeşinde dolaşmak
ride inyolculuk etmek, gitmek
ride off in all directionsdört dönmek
ride outsağ salim kurtulmak, dertsiz belasız atlatmak
ride roughshod overaman vermemek
ride the gravy trainbir eli yağda, bir eli balda olmak
ride the high horseözünü dev aynasında görmek
riderbinici, atlı, sürücü, ek görüş/öneri
ridgesırt, bayır, dağ sırası
ridge beammahya kirişi, çatı direği
ridiculeeğlenme,lağ,alay,alay konusu olma,ile alay etmek,ele salmak,lağa koymak,gülmek
ridiculousgülünç, komik, saçma
ridiculousnessgülünçlük, komiklik, saçmalık
riding habitbayan binici kıyafeti
riding schoolbinicilik okulu
rife(kötü şeyler) yaygın, hüküm süren, genel, (kötü şeylerle/kötülüklerle) dolu
riffleızgara, ayırma ızgarası
riffraffen aşağı halk tabakası, ayak takımı
riflesoymak, yağma etmek, tüfek
riftyarık, çatlak, (ilişki) ayrılık, uçurum
rift valleygraben, çökük, çöküntü vadisi
rig(gemi) donatmak, -e hile karıştırmak, çıkarına göre düzenlemek, (gemi) arma, donanım, kılık kıyafet, alet
riggingdonanım, teçhizat, kanat ayarı
rightdoğru, düz, doğru, doğru, gerçeğe uygun, haklı, elverişli, uygun, iyi, sağlam, dürüst, doğru, namuslu, güvenilir, gereken, aranan, sağlam, sağlıklı, iyi, aklı başında, sağ, sağ, tutucu, hak, yetki, doğruluk, dürüstlük, doğru olan şey, doğru, sağ taraf, (siyaset) sağ kanat, sağ, doğru olarak, doğru, doğru, adaletli, dosdoğru, doğruca, düzgün, yolunda, uygun biçimde, doğrultmak, düzeltmek
right and leftsağda solda, orda burda, her yerde
right as rainturp gibi, bomba gibi, çok iyi
right ascensionbahar açısı, açılım, yükselim
right auriclesağ kulakçık
right awaybir an önce, hemen, gecikmeden, derhal
right enoughbeklendiği gibi
right handedsağ eliyle iş gören
right heretam burada, tam buraya
right in one's headmakul, aklı başında, mantıklı
right justifysağa yanaştırmak
right of actiondava hakkı, dava hakkı
right of assemblytoplanma hakkı
right of asylumsığınma hakkı
right of possessionmülkiyet hakkı
right of preemptionşufa hakkı
right of priorityrüçhan hakkı
right of propertymülkiyet hakkı
right of searcharama hakkı
right of strikegrev hakkı
right of way(trafikte) geçiş hakkı
right off the batapar topar
right off the reelçarçabuk
Right you areTamam!, Peki!, Kabul!, Olur!
right-hand drivesağ direksiyon
right-handed rotatingsağa dönen
right-mindeddoğru düşünceli
righteousdürüst, doğru, erdemli, hak tanır, adil
righteousnessdürüstlük, doğruluk, erdem
rightfulyasal, yasaya uygun, meşru
rightlydoğru olarak, gereği gibi, hakkıyla, kesinlikle, kesin olarak
rightly or wronglydoğru ya da yanlış
rightmindeddoğru düşünüşlü, insaflı
rightnessdoğruluk, hakkaniyet, dürüstlük, haklı olma
rightotamam!, olur!, aferin!
rigidsert, eğilmez, bükülmez, katı, sert, şiddetli, katı, değişmez
rigidityesnemezlik, sertlik, rijitlik, eğilmezlik
rigmaroleuzun ve karışık hikaye, deli saçması, birtakım anlamsız (formalite) işler
rigor mortisölüm katılığı
rigoroussert, şiddetli, özenli, dikkatli, sıkı, titiz
rigoursertlik, katılık, sertlik, acımasızlık, şiddet, sıkıntı, güçlük, zorluk, cefa
rilekızdırmak, sinirlendirmek, gıcık etmek
ring(zil/vb.) çalmak,çınlatmak,çınlamak,çalmak,zil çalmak,(kulak) çınlamak,(up ile) alısünlemek,telefon etmek,etrafını kuşatmak,çember içine almak,çan sesi,zil sesi,çınlama sesi,etki,nitelik,halka,çember,daire,yüzük,şebeke,çete,türküm,ring
ring a bellbir şey hatırlatmak, yabancı gelmemek
ring backdaha sonra aramak
ring compoundhalka bileşiği
ring downbir şeye son vermek
ring falseyanlış gibi gelmek, inandırıcı olmamak
ring fencearaziyi çeviren çit
ring of truthdoğruluk payı, gerçeklik
ring offalısün görüşmesini bitirmek,alısünü kapatmak
ring outyüksek sesle çınlamak
ring spanneryıldız anahtar
ring stonekemer altlık taşı, kemer yüz taşı
ring the changesdeğişiklik yapmak
ring truedoğru gibi gelmek, inandırıcı olmak
ring upalısünlemek,telefon etmek
ringdoveboynu halkalı güvercin
ringleaderçete başı, elebaşı
ringletufak halka, saç lülesi
ringwormmantar hastalığı, kelek
rinkpaten alanı, buz alanı
rinsetemiz sudan geçirmek, durulamak, durulama, sıvı saç boyası
rinsing waterçalkalama suyu
riotayaklanma, isyan, başkaldırı, kargaşa, gürültü, hengame, büyük eğlence/başarı, şamata, ayaklanmak, isyan etmek
riot policetoplum sakçısı
riotouskargaşalık çıkaran, isyan çıkaran, huzuru bozan, gürültülü, curcunalı
ripyırtmak, sökmek, parçalamak, yırtılmak, sökülmek, yarmak, yarık, yırtık, sökük, anafor, girdap
rip offkazıklamak, yolmak, araklamak, yürütmek
rip sawbıçkı, zıvana testeresi, dilme testeresi
rip upparça parça etmek, parçalamak, yırtmak
riparianırmak kenarı ile ilgili
ripeolgunlaşmış, olmuş, olgun, yetişmiş, olgun, tam kıvamında, tam vakti gelmiş, hazır
ripenolgunlaşmak, olgunlaştırmak
ripenessolgunluk, erginlik
ripostekarşılık, hemen verilen cevap, sert cevap vermek
ripperkesici, yırtıcı, sökücü
rippingmükemmel, âlâ, nefis, yırtan, kesen
rippledalgacık, hafif dalgalanma, şapırtı, şarıltı, hafifçe dalgalanmak, hafifçe dalgalandırmak, şapırdamak
risedoğmak, yükselmek, çıkmak, yataktan kalkmak, kalkmak, (güneş/ay/vb.) doğuş, yükseliş, yükseliş, yükselme, bayır, tümsek, artış, artma, çoğalma, zam, çıkış, yükselme, terfi, kaynak, menba
rise against-e başkaldırmak, karşı çıkmak, isyan etmek
rise in the worldyıldızı parlamak
rise to the baitoyuna gelmek
rise to the occasionüstesinden gelmek
rise with the larkkarga bok yemeden kalkmak
riserbasamak yüksekliği, yataktan kalkan kimse
risibilitygülünçlük, komiklik
risiblegüldürücü, gülünç, gülünecek, komik
risingayaklanma, baş kaldırma, isyan
rising generationgenç kuşak
risktehlike, risk, riziko, zarar olasılığı, tehlikeye atmak, göze almak
risk one's neckkelleyi koltuğa almak
riskytehlikeli, riskli, rizikolu
risquémüstehcen, açık saçık, terbiyesiz
rissolebir tür et ya da balık köftesi
rite(dinsel) alışkı, töre, adet
ritualdinsel törene ilişkin, törensel, (dinsel) tören, alışkı, adet, alışkanlık
rivalrakip, -e rakip olmak, ile rekabet etmek
rivekoparmak, yırtmak, kır(ıl)mak, incitmek, incinmek
river waterırmak suyu, nehir suyu
riverainnehir kıyısında bulunan
riverinenehir kıyısına ait
rivetperçin çivisi, perçinlemek, (dikkatini) çekmek
riveterperçinleme makinesi
rivetingçok ilginç, sürükleyici, çekici
riveting hammerperçin çekici
riveting machineperçinleme makinesi
rivuletçay, dere, derecik
roachhamamböceği, kızılgöz, kızılkanat
roadyol, demirleyecek yer, dış liman
road bedplatform, yol tabanı
road buildingyol yapımı, yol inşaatı
road constructionyol yapımı, yol inşaatı
road graderyol greyderi, yol düzleyici
road haulagekara taşımacılığı
road haulierkara taşımacısı
road maintenanceyol bakımı
road systemyol şebekesi, yol ağı
road traffic actkarayolları trafik kanunu
roadblockyolu kapayan engel
roadsideyol kenarı, yol kenarında olan
roadsteadliman ağzı, dış liman, demirleyecek yer, uğrak
roadsterroadster, iki kişilik hafif otomobil, binek atı
roadworthy(taşıt) yola çıkabilecek durumda, iyi durumda, sağlam
roamaylak aylak dolaşmak, sürtmek, gezinmek, dolanmak
roangüderi, sahtiyan, demir kırı
roargürlemek, gümbürdemek, kükremek, bağırmak, kışkırmak, gürleme, gümbürtü, gürüldeme, kükreme, bağırma, kışkırma
roaring businessçok kârlı iş
roaring tradeçok kârlı iş
roastkızartmak, kavurmak, kızarmak, kavrulmak, kızartma, kızartma et, rosto
roastingçok sıcak, cehennem gibi
roasting furnacekavurma fırını
robber chiefkuldurbaşı,kaçakbaşı,koçubaşı
robecüppe, kaftan, bornoz
roborantkuvvetlendirici, kuvvet ilacı, tonik
robot bombkendi kuvvetiyle uçan bomba
roboticsrobotlarla uğraşan bilim dalı
robustturp gibi, sağlam, sıhhatli, güçlü
rocambolebir çeşit pırasa
roche moutonneehörgüçkaya
rocksallamak, sallanmak, şaşırtmak, sarsmak, şok etmek, rak, kaya, kayalık, bir tür şekerleme
rock bottomasgari, taban, en düşük düzey
rock breakerkaya parçalama makinesi
rock climberkayalara tırmanan kimse
rock climbingkayalara tırmanma (sporu)
rock debriskaya döküntüsü
rock oiltaşyağı, petrol, madeni yağ
rock partridgekınalıkeklik
rock planttaşların arasında yetişen bitki
rock stratumkaya tabakası, kayaç katmanı
rock the boatvelveleye vermek
rock thrustarazi basıncı, yerey basıncı
rock-boundkayalarla kuşatılmış
rockersallanan sandalye, sallanan sandalyenin bacağı, (60'lı yıllarda) deri montlu ve motosikletli genç rakınrolcu
rocker shaftkülbütör mili
rockerytaş döşeli küçük bahçe
rocketroket, füze, havai fişek füzesi, (düzey/miktar/vb.) hızla ve aniden artmak
rocket bombfüze bombası, tepkili bomba, tepkili bomba
rocket engineroket motoru
rocket projectorroketatar
rocketeerroket topçusu, roketçi, roket uzmanı
rocking chairsalıncaklı sandalye, sallanan sandalye
rocking horsesalıncaklı oyuncak at, salıncaklı oyuncak at
rockworkkaya işi, taş işi
rockykayalık, kaya gibi sert
roddeğnek, çubuk, baston, asa, sırık, kamış, sopa, (Aİ) tabanca
roddingşişleme, şişleyerek boru temizleme
roekaraca, balık yumurtası
Roentgen raysröntgen ışınları
rogeranlaşıldı!, tamam!, evet! peki!
roguenamussuz, dolandırıcı, hilekâr, üçkâğıtçı, kerata, yaramaz, haydut
rogueryyaramazlık, çapkınlık, dolandırıcılık, hırsızlık
roguishs.yaramaz, çapkın, dolandırıcı
roilbulandırmak, sinirlendirmek
roisterâlem yapmak, şamata yapmak, gürültü etmek
roisterergürültücü, şamatacı
rolltomar, top, rulo, toprak, sandviç ekmeği, yuvarlak ufak ekmek, silindir, merdane, liste, defter, sicil, kayıt, gürültü, gümbürdeme, gürleme, dalgalanma, yükselip alçalma, (gemi) yalpa, yuvarlama, tekerleme, yuvarlanma, tekerlenme, yuvarlamak, yuvarlanmak, tomar yapmak, dürmek, top etmek, sarmak, silindirle düzlemek, yaprak haline getirmek, oklava ile açmak, fıldır fıldır oynatmak, sağa sola oynatmak, devirmek, (taşıtla) gitmek, gezmek, dolaşmak, (ay) dönmek, devretmek, gürlemek, gümbürdemek, yalpa vurmak, sallamak, yalpa vurdurmak, sallamak, (davul/vb.) çabuk çabuk, gümbür gümbür çalmak, sallanarak yürümek, salınmak, (arazi) inişli yokuşlu uzayıp gitmek
roll inyığınla gelmek, yağmak
roll of paperkâğıt tomarı
roll one's sleeves upkolları sıvamak
roll outoklavayla açmak, yaymak
roll upgelmek, çıka gelmek
roll-on ferryaraba vapuru
roll-over creditdöner kredi
rollbackdüşmanı püskürtme, fiyatları indirme
rollersilindir, üstüvane, merdane, küçük tekerlek, yuvarlak çubuk, sahile çarpan büyük dalga
roller bearingrulman yatak, makaralı yatak
roller skatetekerlekli paten
roller-skatingtekerlekli patenle kayma
rollickcümbüş yapmak, eğlenmek
rollickingeğlenceli, cümbüşlü
rolling(arazi) inişli çıkışlı
rolling capitalsdöner sermaye
rolling frictionyuvarlanma sürtünmesi
rolling pressütü makinesi
rolling stockdemiryolu taşıtı
rolling stoneçok gezen, serbest
Romaneski Roma'ya ilişkin, Roma'lı
roman a clefuydurma kişi ve yerlerin kullanıldığı roman
Roman lettersLatin harfleri
Roman numeralRomen rakamı
romanceroman, öykü, masal, düş, hayal, içli aşk ve serüven romanı, aşk, aşk macerası, abartmak, abartarak anlatmak, ballandırmak, şişirmek
Romance peoplesLatin kökenli halklar
romancermacera romanı yazarı, yalancı kimse
romanticromantik, coşumcu, hayalci, romantik kimse
romanticismromantizm, coşumculuk
romanticistromantik kimse
romanticizeromantikleştirmek, romantikleşmek, abartmak
Rome wasn't built in a dayBoyacı küpü mü bu?
rompsıçrayıp oynama, hoplayıp zıplama, gürültüyle oynama, kolay yengi, gürültüyle oynamak, azmak, kudurmak, kolayca yenmek/geçmek
rompersçocuk tulumu, askılı pantolon
rontgen raysröntgen ışınları
roofçatı, dam, ev, yuva, en yüksek çekit ya da düzey, çatı ile örtmek, çatı olmak
roof cavingtavan göçertme
roof gardençatı bahçesi, dam bahçesi
roof paneltavan kaplaması
roof racküst bagaj, portbagaj
roof slopeçatı eğimi, çatı akıntısı
roof windowçatı penceresi
roofingçatı kaplama malzemesi
roofing slateçatı arduvazı
rook(satranç) kale, ekinkargası, hileci, üçkâğıtçı
rookieacemi çaylak, acemi oyuncu
roomoda, ç.daire, apartman, pansiyon, yer, meydan, yer, neden, fırsat, olanak
room temperatureoda sıcaklığı
room thermostatoda termostatı
roomsdaire, apartman, pansiyon
rootkök, köken, kaynak, merkez, kök salmak, kök tutmak, köklenmek, kökeni ya da temeli olmak, kökü olmak, (out ile) defetmek, yok etmek, kökünü kazımak, (about/around/for ile) bir şey bulmak için altını üstüne getirmek, karıştırmak
root aboutaltını üstüne getirmek, karıştırmak
root and branchtepeden tırnağa
root aroundaltını üstüne getirmek, karıştırmak
root hairkök tüyü, emici tüy
root mean squareortalama karekök
root outyok etmek, kökünü kazımak
root upkökünden koparmak, yok etmek, söküp çıkarmak
rootedköklü, kök salmış (gibi)
rooterkök sökme aleti, koyu taraftar
rootlessevsiz, köksüz, kökenleri olmayan
rootstockrizom, köksap, menşe
ropeip,kendir,halat,iple/halatla bağlamak
rope brakekablolu eğleç, kordonlu eğleç
rope breakagehalat kopması
rope drivehalatla iletme, halatla tahrik
rope factoryhalat fabrikası
rope inyardıma ikna etmek, kandırmak
rope offip gererek ayırmak
rope pulleykablo makarası
rope reelhalat makarası, halat tamburu
rope-walkercambaz,kendirbaz
roperyipçilik, halatçılık
ropinessip gibi olma, berbatlık, niteliksizlik
ropyip gibi, tel tel, lif lif, berbat, niteliksiz
rorqualçatalkuyruklu balina
ros‚pembe şarap, roze şarabı
rosacegül biçiminde desen
rosariangül yetiştiricisi
rosarytespih, tespih çekilirken edilen dualar, incik-boncuk
rosekızılgül,gül,gül tüsü,pembemsi kırmızı
rose diamondFelemenk elması
rose windowrenkli camlarla süslü yuvarlak pencere
roseatekırmızı, gül renkli
roseolakızamıkçık, rozeol
rosewoodgül ağacı, pelesenkağacı
rosterliste, nöbet cetveli
rosygül renkli, pembe, pembemsi, umut verici, parlak
rotçürümek, bozulmak, çürütmek, çürüme, bozulma, çürük, çürümüş şey, (İİ) boş laf, saçma, zırva
rot protectionçürümeden koruma
rotaliste, görev listesi, sıra listesi
rotarybir eksen etrafında dönen, dönel
rotary antennarotatif anten, döner anten
rotary crusherdöner kırıcı
rotary drierdöner kurutucu
rotary feederdöner besleyici
rotary furnacedöner fırın
rotary intersectiondönel kavşak
rotary pressoluklu pres, silindirli pres
rotate(bir eksen üzerinde) dönmek, döndürmek, art arda dönüp gelmek, (bir işi) sıra ile yer değiştirerek yapmak, sıra ile yer değiştirmek, yer değiştirerek çalıştırmak
rotating antennarotatif anten, döner anten
rotating enginedöner motor
rotating jointdöner eklem
rotationdönme, dönüş, deveran, devir, (işi) sıra ile yapma, nöbetleşme, rotasyon
rotation axisdönme ekseni
rotation in officegörevde değişiklik, rotasyon
rotation of the earthdünyanın dönüşü
rotational spectrumrotasyonel spektrum, dönel izge
rotational speeddönme hızı
rotatorrotatör, döngen, dönen şey, çevirici
rotiferarotifera, tekerleklikurtlar
rotogravurerotagravür, tifdruk
rottençürük, bozuk, kokmuş, kaba, kötü, berbat, boktan, rezil
rottersoysuz, yaramaz kişi
rotundtoparlak, şişman, tombul
rotundarotonda, kubbeli yuvarlak yapı
rotundateyuvarlak biçimde
rotundityyuvarlaklık, toparlaklık, şişmanlık
roughpürüzlü, pürtüklü, engebeli, inişli yokuşlu, taşlık, kaba dokunmuş, tüylü, hoyrat, kaba, kaba, sert, işlenmemiş, yontulmamış, ham, güç, zor, çetin, kabataslak, fırtınalı, rüzgârlı, dalgalı, sert, acımasız, katı, yaklaşık, aşağı yukarı, açık saçık, müstehcen, haksız, talihsiz, kabadayı, külhanbeyi, engebeli arazi, karalama, taslak, kabaca, rahatsız bir şekilde
rough and readybasit ve rahatsız, kaba saba
rough castkaba sıva, taslağını yapmak
rough drafttaslak, müsvedde
rough estimatekabaca tahmin
rough itsefalet çekmek, sürünmek
rough outtaslağını hazırlamak, taslak yapmak
rough surfacepürüzlü yüzey
rough-and-tumbleitiş kakış
roughenpürüzlemek, pürüzlendirmek, pürüzlenmek, kabarmak
roughlykaba, kabaca, aşağı yukarı, yaklaşık olarak, kabaca
roughly speakingaşağı yukarı, tahminen
roughnesskabalık, pürüzlülük, sertlik, şiddet, hoyratlık
roughrideryabani at terbiyecisi, kovboy
roundyuvarlak, yuvarlak, toparlak, top gibi, aksi yöne, aksi yönde, bir daire şeklinde hareket ederek, başlangıç çekidine dönerek, daha uzun bir yoldan, dolaşarak, birisinin bulunduğu yere, civarda, etrafında, çevresinde, çevresine, -e saparak, tarafına/tarafında, ...civarında, yaklaşık, yuvarlak şey, daire, (nan/sandviç/vb.) dilim, dağıtım, servis, dizi, seri, sp.tur, (boks) raund, atış, el, kurşun, mermi, devriye, müz.kanon, herkese verilen içki/vb., içkileri alma sırası, dönmek, sapmak, yuvarlaklaştırmak, yuvarlaklaşmak
round numberyuvarlak sayı
round offyuvarlak hale getirmek, bitirmek, sonunu getirmek
round the benddeli, çılgın
round tripgidiş-dönüş, gidiş-dönüş yolculuğu
round trip ticketgidiş dönüş bileti
round upbir araya toplamak, yuvarlak hesap yapmak, hayvanları toplama, haydutları yakalama
round-headedyuvarlak başlı
round-table meetingyuvarlak masa toplantısı
round-the-clockbütün gün süren, gece gündüz, yirmi dört sögen
roundaboutatlıkarınca, ada kavşak, dolambaçlı, dolaylı, dolaşık
roundedyuvarlak, yuvarlak madalyon
roundelaskeri uçakların milliyetini belirten yuvarlak simge, yuvarlak pencere
roundlyyuvarlak biçimde, tamamen, tamamıyla, kesinlikle, şiddetle
roundsdevriye, kontrol, kol
roundupdağılmış şeylerin, sürünün, insanların, /vb.toplanması
rouseuyandırmak, harekete geçirmek, canlandırmak, tahrik etmek, uyarmak
rousingmilleti heyecanlandıran
roustaboutrıhtım işçisi, gemi işçisi, yanaşma
routbozgun, bozguna uğratmak
rout outeşelemek, açığa çıkarmak
routerota, yol, izlenecek yol, (by/through ile) ...yoluyla yollamak, ...yolu üzerinden göndermek
routinealışılmış çalışma yöntemi, görenek, adet, usul, alışkanlık haline gelmiş şey, alışılagelen, alışılmış, her zamanki
routinelyâdet olarak, alışkanlık olarak, rutin olarak
routinizealışkanlık haline getirmek
rovedolaşmak, gezmek, (iplik) bükmek, (yün) taramak
rovingdüzensiz, başıboş, aylak
rowkürekle yürütmek, kürek çekmek, kayıkla taşımak, kürek çekme, sandal gezisi, sıra, dizi, gürültü, patırtı, şamata, ağız kavgası, atışma, kapışma
row cropsıra mahsulü, çapa ürünü
rowdinesskabadayılık, bıçkınlık, külhanbeylik
rowdygürültülü, patırtılı, kaba
rowdyismkabadayılık, bıçkınlık, külhanbeylik
rowenikinci kere biten ot
royalkrala ya da krallığa ilişkin, kraliyet ..., krallara yaraşır, şahane, çok büyük, muazzam, kraliyet kodağına mensup kimse
Royal HighnessPrens Hazretleri, Prenses Hazretleri
royal mastkontra babafingo direği
royalismkralcılık, kral taraftarlığı
royaltykrallık, hükümdarlık, kraliyet kodağı, hak sahibine verilen pay, kitap yazarına verilen pay, telif hakkı vergini
rubovmak, ovalamak, sürtmek, sürtünmek, sürtme, sürtünme, ovma, ovalama, güçlük
rub downkurulamak, düzleştirmek, düzlemek
rub elbows withdirsek temasında bulunmak
rub inovarak yedirmek, içine nüfuz ettirmek
rub offsilmek, silerek çıkarmak, silinmek
rub salt in sb's woundyarasına tuz biber ekmek
rub sb's nose in itbirinin ipliğini pazara çıkarmak
rub shoulders withdirsek temasında bulunmak
rub up the right waysuyuna gitmek
rub up the wrong waysinir etmek, kızdırmak
rubberlastik, kauçuk, silgi, lastik ayakkabı, ovucu, kaput, prezervatif, üç oyundan ikisini kazanma, berabere kalınca kazananı belirlemek için oynanan oyun
rubber bandince lastik halka
rubber bumperkauçuk tampon
rubber coatingkauçuk kaplama
rubber dinghylastik sandal
rubber glovelastik eldiven
rubber liningkauçuk balata
rubber stamplastik damga, taklitçi kimse
rubber stopperlastik tapa
rubber threadlastik iplik
rubber-coveredkauçuk kaplı
rubber-insulatedlastik izoleli
rubbingovma, ovalama, sürtünme, delk
rubefacientkızartıcı, yakıcı, deriyi kızartan ilaç
rubrickırmızı renkte veya özel tipte basılmış başlık, kural, yön
rubricatekırmızı renkle yazmak
rubyyakut, yakut rengi, parlak, kırmızı renk
ruckkırışıklık, (up ile) kırışmak, buruşmak
ruck upkırışmak, buruşmak
ructionayaklanma, karışıklık
ructionskızgın sözler, protestolar, gürültülü tartışmalar
ruddersükkân,dümen,dümen bedeni,kılavuz,rehber
rudder bardümen pedalı, direksiyon çubuğu
ruddinesskırmızılık, allık
ruddy(yüz) sağlıklı, pembe, parlak kırmızı, al, kahrolasıca, lanet olasıca, lanet
rudeterbiyesiz, inceliksiz, kaba, sert, şiddetli, kabaca yapılmış, kabasaba, kabataslak, ilkel, cahil, işlenmemiş, ham, doğal, ayıp, müstehcen
rude awakeninghayal kırıklığı
rudenessterbiyesizlik, kabalık, nezaketsizlik, sertlik
rudimentalilkel, olgunlaşamamış
rudimentarybasit, ilk öğrenilen, temel, ana
rudimentsilke, ilk adım, temel
rueüzüntü duymak, pişmanlık duymak, esef etmek, sedefotu
ruefulesefli, üzüntülü, pişmanlık belirten
ruffkırmalı yaka, (iskambilde) koz ile alma, (iskambilde) koz ile almak
ruffiankötü/kaba adam, vahşi
ruffianismzorbalık, acımasızlık
ruffleburuşturmak, kırıştırmak, bozmak, karıştırmak, sinirlendirmek, telaşlandırmak, huzurunu bozmak, (kuş) tüylerini kabartmak, (kumaş) büzgü yapmak, kırma yapmak, kırmalı yaka ya da dantel, farbala, büzgü
rugküçük halı, kilim, battaniye, örtü
ruggedengebeli, pürüzlü, kaba, yontulmamış, sağlam
ruinyıkılma, yıkım, yıkılış, ören, yıkıntı, harabe, kalıntı, batkı, batma, iflas, ç.enkaz, mahvetmek, harab etmek
ruinationiflas nedeni, iflas
ruinousiflas ettirici, batırıcı, yıkık dökük, viran
ruinous expenditureyıkıcı masraf
ruinous salezararına satış
ruinskalıntılar, ören, enkaz
rulekural, ilke, usul, yol, yöntem, adet, yönetim, egemenlik, tüzük, ilke, düzçizer, cetvel, yönetmek, hükümdarlık etmek, saltanat etmek, -e egemen olmak, hükmetmek, buyurmak, hükmetmek, karar vermek, cetvelle çizmek
rule of thumbyaklaşık hesap
rule outolmayacağını söylemek, boşlamak, engellemek
rule the roostborusu ötmek
rule with a rod of irongözünün yaşına bakmamak
ruleryönetici, hükümdar, cetvel
rulingresmi karar, yargı, hüküm, en başta gelen, başlıca, en büyük, en önemli, en güçlü
ruling partyiktidar partisi
ruling pentirlin, çizgi kalemi
rumblegürleme, gümbürdemek, gürültü, gürültü, (Aİ) sokak kavgası, gürlemek, gümbürdemek, guruldamak, (İİ) iç yüzünü anlamak, ne mal olduğunu anlamak, -e kanmamak
rumbustiousşamatalı, curcunalı
ruminantgeviş getiren hayvan, geviş getiren
ruminategeviş getirmek, (about/over ile) derin derin düşünmek
ruminate aboutderin derin düşünmek
ruminate overderin derin düşünmek
ruminationgeviş getirme, derin derin düşünme, dalgınlık
rummagealtüst edip aramak,aktarmak,altını üstüne getirme
rummage goodsıskarta eşya
rummage saletapon mal satışı
rummyellibire benzer bir tür iskambil oyunu
rumoursöylenti, dedikodu, şayia, söylenti çıkarmak, dedikodu çıkarmak, yaymak
rumour has itsöylentiye göre
rumpsağrı, but, sığır butu, popo, kıç, kalıntı, artık
rumpleburuşturmak, kırıştırmak, karmakarışık etmek
rumpusvelvele, gürültü patırtı, atışma
runkoşmak,yüğürmek,kaçmak,çabuk gitmek,çabuk yürümek,seğirtmek,koşturmak,yarıştırmak,koşma,koşu,yarış,gidilen ya da koşulan mesafe,yolculuk,balık sürüsü,akış,seyir,cereyan,istek,rağbet,serbestçe kullanma ya da dolaşma,çeşit,sınıf,ard arda geliş,devam,çay,dere,(çorap) kaçık,kaçan yer,çevresi kapalı hayvan barınağı
run a businessişi çekip çevirmek, işi yönetmek
run a riskriske girmek, tehlikeye girmek
run a temperatureateşlenmek, ateşi olmak
run aboutöteye beriye koşmak
run across-e rastlamak, ile karşılaşmak
run againstçatmak, uğramak, çarpmak, aksine gitmek
run agroundkaraya oturmak
run amokcinnet getirmek, sapıtmak
run aroundbirlikte gezmek, takılmak
run around withbirlikte dolaşmak
run awaykaçmak, kaçıp gitmek
run away withçalmak, aşırmak, kolayca kazanmak, yenmek
run counter totaban tabana zıt olmak
run down(arabayla) çarpmak, koşup yakalamak, yorgun, özet
run for electionsaylavlar için adaylığını koymak
run for one's lifecan korkusuyla kaçmak
run idleboşa dönmek, avara çalışmak
run inyakalamak, tutuklamak, birleştirmek
run in the bloodmayasında olmak
run into-e çarptırmak, -e çarpmak, -e rastlamak
run into a stone wallçıkmaza girmek
run into debtborca girmek, borçlanmak
run into each otherçarpışmak
run into the groundaşırı çalışmaktan yorulmak
run into the jaws of deatheceline susamak
run offkaçmak, akıtmak, yayınlamak, basmak
run ondevam etmek, sürmek, (zaman) geçmek
run on a shoe-stringaz parayla işletmek
run outtükenmek, bitmek, (süre) bitmek, -siz kalmak
run out of-i tüketmek, bitirmek, bitmek, tükenmek
run out of moneyparasız kalmak
run out of steamsıfırı tüketmek, pili bitmek
run out on-i yüzüstü bırakmak, terk etmek
run overtaşmak, (arabayla) ezmek, çiğnemek
run rings roundbirini cebinden çıkarmak
run riotmeydanı boş bulmak, coşmak
run sb raggedcanını çıkarmak, çok yormak
run shortkıtlığını çekmek, azalmak, kısalmak
run short ofyetmemek, tükenmek
run the risk ofgöze almak
run throughgöz gezdirmek, tekrarlamak, harcamak, saplamak
run to(pul) yeterli olmak, -e eğilimi olmak
run to seedtohuma kalkmak
run to wasteisraf olmak, ziyan olmak
run up(bayrak) çekmek, (borca/vb.) girmek
run up againstgöğüs germek
run wildcirit atmak, başıboş kalmak, azmak
run-of-the-milltekdüze, sıradan, özelliksiz, bayağı
runawaykaçan kimse, kaçak, kaçak, denetimden çıkmış, kontrolden çıkmış, denetimsiz, gizli
runaway inflationtehlikeli enflasyon
rungel merdiveni basamağı
runicrunik yazı, kalın ve koyu yazı
runnerkoşucu, kızak demiri
runner-upikinci gelen kimse
runningkoşma, koşu, koşan, sürekli, üst üste, akan, akar, işlek, genel, içinde bulunulan, kaygan, oynar, cari, arka arkaya, üst üste
running boardmarşpiye, basamak
running debtssabit borçlar
running expensesgenel giderler
running gearhareket dişlisi
running lightseyir feneri
running sandakıcı kum, hareketli kum, serbest kum
running shoeskoşu ayakkabısı
running speedişleme hızı, hareket hızı
runnycıvık, sulu, (göz/vb.) sulu
runs(the ile) ishal, amel
rupee(Hindistan/Pakistan/Sri Lanka/Nepal/Mauritius ve Maldive Adaları'nın) para birimi, rupi
rupturekırılma, kopma, yırtılma, fıtık, koparmak, kırmak, yırtmak, fıtık etmek
rupture pointkopma çekidi
rupture strengthkırılma dayanımı, kopma dayancı
rural developmentkırsal gelişme
rural dwellingkırsal konut
rural exodusköyden kente akın
rural populationkırsal nüfus
ruralizationkırsallaşma, kırsallaştırma
ruralizeköy hayatına alıştırmak, köy hayatına alışmak
rusehile, dalavere, oyun, kurnazlık, numara
rushacele etmek,aşıkmak,koşmak,seğirtmek,acele ettirmek,koşturmak,aceleyle/baştansavma yapmak,aceleye getirmek,sıkboğaz etmek,sıkıştırmak,saldırmak,üstüne çullanmak,atılmak,tullanmak,acele,telaş,itip,kakma,saldırı,hamle,üşüşme,rağbet,talep,istek,hasırotu,saz
rush hourişe gidiş-geliş sögenleri
russetkırmızımsı kahverengi
Russia leathersahtiyan, Rus meşini
rustpas, pas rengi, paslanmak, paslandırmak
rust inhibitorpas önleyici
rust preventionpas önleme
rustickırlara,köylere ilişkin,kırsal,kaba,kaba saba,taşralı,kentçi,hödük
rusticateköyde yaşamak, sade bir yaşam sürmek
rustlehışırtı, hışırdamak, hışırdatmak, (at/sığır/vb.) çalmak
rustle upbulmak, çabucak hazırlayıvermek
rustypaslı, (konusunu) unutmuş, unutulmuş, paslanmış
rut(özellikle geyik ve benzeri hayvanlarda) cinsel kızgınlık, azgınlık dönemi, tekerlek izi
rutherfordiumrutherfordyum
ruthlessacımasız, zalim, amansız, merhametsiz, insafsız
ruthlessnessacımasızlık, insafsızlık, insafsızlık
ruttyderin tekerlek izi bulunan, çukurlu
ryegrassdelice, acımık, karamuk